-
جز ذکر نه دین او و ذکر او ** سوی اسفل برد او را فکر او
- Zekerden başka ne dini vardır, ne zikri; o düşünce, o adamı ta aşağılık yere kadar çekip götürür.
-
گر بر آید بر فلک از وی مترس ** کاو بعشق سفل آموزید درس
- Gökyüzüne bile çıksa korkma ondan. Çünkü o, ancak aşağılık aşkıyla ders öğrenmiştir.
-
او بسوی سفل میراند فرس ** گر چه سوی علو جنباند جرس
- Çanı yukarılarda çalınsa, Çan sesi yukarılardan gelse bile atını aşağıya doğru sürüp durur.!
-
از علمهای گدایان ترس چیست ** کان علمها لقمهی نان را رهی است
- Yoksulların âlemlerinden korkulur mu? O âlemler lokma elde etmek için bir yoldur.
-
ترسیدن کودک از آن شخص صاحب جثه و گفتن آن شخص که ای کودک مترس که من نامردم
- Oğlanın iriyarı adamdan korkması, Adamın ”Korkma çocuğum, ben er değilim” demesi
-
کنگ زفتی کودکی را یافت فرد ** زرد شد کودک ز بیم قصد مرد 3155
- Bir iri adam bir oğlanı ele geçirdi. Bu adam bana kast eder diye çocuğun yüzü sarardı.
-
گفت ایمن باش ای زیبای من ** که تو خواهی بود بر بالای من
- Adam dedi ki “ Güzelim, emin ol, sen benim üstüme bineceksin.
-
من اگر هولم مخنث دان مرا ** همچو اشتر بر نشین میران مرا
- Ben korkunç görünsem de aldırış etme, bil ki ben bir ibneyim. Deveye biner gibi bin üstüme, sür”
-
صورت مردان و معنی این چنین ** از برون آدم درون دیو لعین
- İnsanların suretleriyle manaları da işte böyledir. Dışardan adam görünürler, içerden melûn Şeytan!
-
آن دهل را مانی ای زفت چو عاد ** که بر او آن شاخ را میکوفت باد
- Ey Âd gibi ipiri adam, sen rüzgârın tesiriyle dalın vurduğu davula benziyorsun.
-
روبهی اشکار خود را باد داد ** بهر طبلی همچو خیک پر ز باد 3160
- Tilki, hava ile dolu tulum gibi bir davul yüzünden avını yele verdi.