-
گفت اندر یک جوالم گندم است ** در دگر ریگی نه قوت مردم است 3180
- Bedevi “ Bir tanesinde buğday var. Öbürü kum, yiyecek bir şey değil! ” dedi.
-
گفت تو چون بار کردی این رمال ** گفت تا تنها نماند آن جوال
- Adam “Neden bu kumu doldurdun” diye sordu. Bedevi cevap verdi: “O çuval boş kalmasın diye”.
-
گفت نیم گندم آن تنگ را ** در دگر ریز از پی فرهنگ را
- Adam; “Akıllılık edip buğdayın yarısını bu çuvala, yarısını da öbür çuvala koy.
-
تا سبک گردد جوال و هم شتر ** گفت شاباش ای حکیم اهل و حر
- Bu suretle hem çuvallar hafifler, hem devenin yükü “ dedi. Bedevi bu fikri pek beğenip “ Ey akıllı ve hür hakîm,
-
این چنین فکر دقیق و رای خوب ** تو چنین عریان پیاده در لغوب
- Böyle bir ince fikir, böyle bir güzel rey sahibi olduğun halde neden böyle çırçıplaksın, yaya yürüyor, yoruluyorsun?”
-
رحمتش آمد بر حکیم و عزم کرد ** کش بر اشتر بر نشاند نیک مرد 3185
- Dedi. O iyi kalpli bedevi, hakîme acıdı, onu deveye bindirmek istedi. Tekrar
-
باز گفتش ای حکیم خوش سخن ** شمهای از حال خود هم شرح کن
- “Ey güzel sözlü hakîm, birazcık halinden bahset.
-
این چنین عقل و کفایت که تراست ** تو وزیری یا شهی بر گوی راست
- Böyle bir akılla, böyle bir kifayetle sen ya vezirsin, ya padişah. Doğru söyle!” dedi.
-
گفت این هر دو نیم از عامهام ** بنگر اندر حال و اندر جامهام
- Hakîm dedi ki: “İkisi de değilim, halktan bir adamım. Halime, elbiseme baksana!”
-
گفت اشتر چند داری چند گاو ** گفت نه این و نه آن ما را مکاو
- Bedevi “Kaç deven, kaç öküzün var?” diye sordu. Hakîm cevap verdi: “Uzun etme. Ne ona malikim, ne buna!”