-
چون تنازع در فتد در تنگ کاه ** دانه آن کیست آن را کن نگاه
- Bir saman denginin kime ait olduğunda nizaa düşülse buğday kimin? Sen ona bak! (çünkü saman da buğday sahibinindir.)
-
پس فلک قشر است و نور روح مغز ** این پدید است آن خفی زین رو ملغز
- Felek kabuktur, ruhun nuru iç. Bu görünürde o görünmez. Ayağın kaymasın, sallanma, kendine gel!
-
جسم ظاهر روح مخفی آمده ست ** جسم همچون آستین جان همچو دست
- Cisim zahiridir, ruhsa gizli. Cisim yen gibidir, ruh el gibi.
-
باز عقل از روح مخفیتر بود ** حس سوی روح زوتر ره برد
- Akılsa ruhtan daha gizlidir. Duygu, ruhu çabucak anmalı.
-
جنبشی بینی بدانی زنده است ** این ندانی که ز عقل آگنده است 3255
- Meselâ bir hareket gördün mü anlarsın ki o hareket eden diridir. Fakat akıllı mı acaba? Bunu bilemezsin.
-
تا که جنبشهای موزون سر کند ** جنبش مس را به دانش زر کند
- Mevzun hareketlere başlar, bakırın kimya ile altın oluşu gibi o da hareketlerini bilgisiyle tanzim ederse,
-
ز آن مناسب آمدن افعال دست ** فهم آید مر ترا که عقل هست
- Ele benzeyen ruhun o münasebetli, o muntazam hareketlerinden anlarsın ki aklı vardır.
-
روح وحی از عقل پنهانتر بود ** ز انکه او غیب است او ز ان سر بود
- Vahiy kabul eden ruhsa akıldan da gizlidir. Çünkü o gayptır, gayp âlemindendir.
-
عقل احمد از کسی پنهان نشد ** روح وحیش مدرک هر جان نشد
- Ahmed’in aklı kimseden gizli değildir, herkes onun akıl ve kemal sahibi olduğunu bilirdi. Fakat vahiy ruhunu her can anlayamadı.
-
روح وحیی را مناسبهاست نیز ** در نیابد عقل کان آمد عزیز 3260
- Vahiy ruhuna münasip şeyler de var, fakat onları akıl anlayamaz. Çünkü o ruh pek yücedir.