-
ز آن مناسب آمدن افعال دست ** فهم آید مر ترا که عقل هست
- Ele benzeyen ruhun o münasebetli, o muntazam hareketlerinden anlarsın ki aklı vardır.
-
روح وحی از عقل پنهانتر بود ** ز انکه او غیب است او ز ان سر بود
- Vahiy kabul eden ruhsa akıldan da gizlidir. Çünkü o gayptır, gayp âlemindendir.
-
عقل احمد از کسی پنهان نشد ** روح وحیش مدرک هر جان نشد
- Ahmed’in aklı kimseden gizli değildir, herkes onun akıl ve kemal sahibi olduğunu bilirdi. Fakat vahiy ruhunu her can anlayamadı.
-
روح وحیی را مناسبهاست نیز ** در نیابد عقل کان آمد عزیز 3260
- Vahiy ruhuna münasip şeyler de var, fakat onları akıl anlayamaz. Çünkü o ruh pek yücedir.
-
گه جنون بیند گهی حیران شود ** ز انکه موقوف است تا او آن شود
- Akıl, o ruhun işlerine gâh delilik diye bakar, gâh şaşkınlık diye. Çünkü onu anlamak, o olmaya bağlıdır.
-
چون مناسبهای افعال خضر ** عقل موسی بود در دیدش کدر
- Hızır’a göre alelâde olan işler Musa’nın aklını şaşırttı, Musa onları görünce bulandı.
-
نامناسب مینمود افعال او ** پیش موسی چون نبودش حال او
- O işler Musa’ya aykırı göründü. Çünkü Musa o hale sahip değildi.
-
عقل موسی چون شود در غیب بند ** عقل موشی خود کی است ای ارجمند
- Musa’nın aklı bile gayp işlerine ermezse, ey ulu kişi, bir farenin aklı nedir ki bu işlere ersin!
-
علم تقلیدی بود بهر فروخت ** چون بیابد مشتری خوش بر فروخت 3265
- Taklit bilgisi, satış içindir, bu bilgi sahibi, müşteri buldu mu, bilgisini güzelce satar.
-
مشتری علم تحقیقی حق است ** دایما بازار او با رونق است
- Fakat hakikat bilgisine müşteri, Allah’tır. Bu bilgi sahibinin pazarı daima işler, daima parlar.