-
هر زمان در گلشن شکر خدا ** او بر آرد همچو بلبل صد نوا
- Allah’ın gül bahçesinde her an bülbül gibi yüzlerce nağme çıkarır.
-
کای رهاننده مرا از وصف زشت ** ای کننده دوزخی را تو بهشت
- “Ey beni çirkin sıfatlardan kurtaran, ey cehennemi cennet haline getiren,
-
در یکی پیهی نهی تو روشنی ** استخوانی را دهی سمع ای غنی 3290
- Bir yağ parçasına aydınlık bahşetmekte, bir kemiğe işitme kabiliyeti vermektesin ey gani Allah.
-
چه تعلق آن معانی را به جسم ** چه تعلق فهم اشیا را به اسم
- Fakat o mananın cisimle ne alâkası var? Eşyanın adlarıyla, anlayışın ne münasebeti var?
-
لفظ چون وکرست و معنی طایر است ** جسم جوی و روح آب سایر است
- Söz yuva gibidir, mana kuş gibi. Cisim ırmak gibidir, ruh akıp giden su gibi.
-
او روان است و تو گویی واقف است ** او دوان است و تو گویی عاکف است
- O ırmak akıp gitmektedir, fakat sen ona duruyor dersin, o koşup gelmektedir, sen onu bir yere kımıldamıyor sanırsın.
-
گر نبینی سیر آب از خاکها ** چیست بر وی نو به نو خاشاکها
- Eğer su, yerden yere gitmiyorsa, eğer su akıp durmuyorsa üstündeki yeniden, yeniye görünen çerçöp nedir ki?
-
هست خاشاک تو صورتهای فکر ** نو به نو در میرسد اشکال بکر 3295
- Senin çerçöpün de fikrî suretlerindir. Aklına her an yeniden yeniye el dokunmamış düşünceler gelmektedir.
-
روی آب جوی فکر اندر روش ** نیست بیخاشاک محبوب و وحش
- Düşünce ırmağın yüzü de güzel ve sevimsiz çerçöpten hali değil.
-
قشرها بر روی این آب روان ** از ثمار باغ غیبی شد دوان
- Bu kadar suyun üstünde görünen kabuklar, gayp bağı meyvelerinin kabuklarıdır.