-
چون به غایت تیز شد این جو روان ** غم نپاید در ضمیر عارفان
- Bu feyiz şiddetle zuhur etti mi gayri ariflerin gönüllerine gam gelmez, o gönüllerde elem eğleşmez olur.
-
چون به غایت ممتلی بود و شتاب ** پس نگنجید اندر او الا که آب
- Nitekim ırmak da, dopdolu olur, pek hızlı akarsa üstünde çerçöp eğlenmez!
-
طعنه زدن بیگانه ای در شیخ و جواب گفتن مرید شیخ او را
- Halden bigâne birisinin bir şeyhi kınaması ve müridin şeyhe cevap vermesi
-
آن یکی یک شیخ را تهمت نهاد ** کاو بد است و نیست بر راه رشاد
- Birisi, şeyhin birini “Kötü adam, doğru yolda değil.
-
شارب خمر است و سالوس و خبیث ** مر مریدان را کجا باشد مغیث
- Şarap içiyor, mürai ve pis herif. Böyle adam nereden müritlerin imdadına yetişecek?” diye kınadı.
-
آن یکی گفتش ادب را هوش دار ** خرد نبود این چنین ظن بر کبار 3305
- Başka biri de ona dedi ki “Edebe riayet et. Büyükler hakkında böyle zanda bulunmak yaraşmaz.
-
دور از او و دور از آن اوصاف او ** که ز سیلی تیره گردد صاف او
- Onun sâf seli, bulanıversin, bu ondan ve onun sıfatlarından ne kadar uzak!
-
این چنین بهتان منه بر اهل حق ** این خیال تست بر گردان ورق
- Hak ehline böyle bühtanlarda bulunma. Bu, senin hayalinden ibaret, çevir yaprağı!
-
این نباشد ور بود ای مرغ خاک ** بحر قلزم را ز مرداری چه باک
- Böyle bir şey olmaz ya, şayet olsa bile ey toprakta uçan kuş, bahrimuhite pislikten ne zarar!
-
نیست دون القلتین و حوض خرد ** کی تواند قطرهایش از کار برد
- O, iki testiden az, yahut küçük bir havuz değil ki, bir katracık pislik onu nasıl bulandırır, nasıl kirletir.?
-
آتش ابراهیم را نبود زیان ** هر که نمرودی است گو میترس از آن 3310
- Ateş, İbrahim’e bir ziyan veremedi. Kim Nemrutsa sen ona de: Kork ateşten!