-
آتش ابراهیم را نبود زیان ** هر که نمرودی است گو میترس از آن 3310
- Ateş, İbrahim’e bir ziyan veremedi. Kim Nemrutsa sen ona de: Kork ateşten!
-
نفس نمرود است و عقل و جان خلیل ** روح در عین است و نفس اندر دلیل
- Nefis Nemrut’tur, akılla can da Halil. Ruh, işin tam içindedir. Kılavuza ihtiyaç yok, kılavuza muhtaç olan nefistir.
-
این دلیل راه رهرو را بود ** کاو به هر دم در بیابان گم شود
- Kılavuz yolcuya, çöllerde her an kaybolana lâzımdır.
-
واصلان را نیست جز چشم و چراغ ** از دلیل و راهشان باشد فراغ
- Menzile ulaşanlara gözden, ışıktan başka bir şey lâzım değil. Onlar kılavuzdan da kurtulmuşlardır, çölden de.
-
گر دلیلی گفت آن مرد وصال ** گفت بهر فهم اصحاب جدال
- Eğer o vuslat eri bir delil getirirse henüz mücadele içinde bocalayanlar anlasınlar diye getirir.
-
بهر طفل نو پدر تیتی کند ** گر چه عقلش هندسهی گیتی کند 3315
- Baba, küçük çocuğuna onun dilince “Ti, ti” der, aklı, âlemi ölçüp biçse bile!
-
کم نگردد فضل استاد از علو ** گر الف چیزی ندارد گوید او
- Üstat “ Elifte bir şey yok” dese fazileti eksilmez, yücelikten düşmez.
-
از پی تعلیم آن بسته دهن ** از زبان خود برون باید شدن
- Henüz söz bilmez cahile bir şeyler öğretmek için kendi dilini terk etmek,
-
در زبان او بباید آمدن ** تا بیاموزد ز تو او علم و فن
- Onun dilince konuşmak gerek. Ancak bu suretle senden bir bilgi, bir fen öğrenebilir.
-
پس همه خلقان چو طفلان ویاند ** لازم است این پیر را در وقت پند
- Bütün halk da şeyhin çocukları mesabesindedir. Nasihat verdiği zaman pîre, onların seviyesine inmek lâzım”