-
پس فزون از جان ما جان ملک ** کاو منزه شد ز حس مشترک
- Meleklerin canı da bizim canımızdan üstün. Çünkü onlarda Hissi Müşterek yoktur.
-
و ز ملک جان خداوندان دل ** باشد افزون تو تحیر را بهل
- Ehil olanların canlarıysa meleklerin canlarından üstündür, şaşkınlığı bırak!
-
ز آن سبب آدم بود مسجودشان ** جان او افزونتر است از بودشان 3330
- Melekler, Âdeme secde ettiler; çünkü onun canı, meleklerinkinden üstündür.
-
ور نه بهتر را سجود دونتری ** امر کردن هیچ نبود در خوری
- Üstün olmasaydı secde ederler miydi? Üstün olanın daha aşağı mertebede bulunana secde etmesini emretmek doğru bir şey değil değildir, yaraşmaz.
-
کی پسندد عدل و لطف کردگار ** که گلی سجده کند در پیش خار
- Allah’ın adaleti, Allah’ın lütfu bir gülün dikenine secde etmesini hoş görür mü?
-
جان چو افزون شد گذشت از انتها ** شد مطیعش جان جملهی چیزها
- Bir can, oldu da son mertebeyi de aştı mı artık her şeyin canı, ona mûti olur;
-
مرغ و ماهی و پری و آدمی ** ز انکه او بیش است و ایشان در کمی
- Kuş, balık, in, cin, insan, hepsi ona itaat eder. Çünkü o üstündür, öbürleri noksan.
-
ماهیان سوزنگر دلقش شوند ** سوزنان را رشتهها تابع بوند 3335
- Balıklar, hırkasını diksin diye ona iğne getirirler. Bu, ipliğin iğneye tâbi olmasına benzer.
-
بقیهی قصهی ابراهیم ادهم بر لب آن دریا
- -Allah rahmet etsin- İbrahim Ethem hikâyesinin sonu
-
چون نفاذ امر شیخ آن میر دید ** ز آمد ماهی شدش و جدی پدید
- O emîr, balıkların İbrahim Ethem’in emrini yerine getirdiklerini, balıkların ağızlarında iğneyle sudan baş çıkardıklarını görünce vecde geldi.
-
گفت اه ماهی ز پیران آگه است ** شه تنی را کاو لعین درگه است
- Bir ah çekip “Balık bile pîri tanıyor. Yuh olsun o tapudan sürülen tene!