-
شب ببردش بر سر یک روزنی ** گفت بنگر فسق و عشرت کردنی
- Geceleyin o adamı bir pencere başına götürdü, dedi ki: “Fasikliğe bak, işreti gör”
-
بنگر آن سالوس روز و فسق شب ** روز همچون مصطفی شب بو لهب
- Gündüzün riyasiyle gecenin fıskını seyret. Gündüz Mustafa gibi, gece Ebuleheb gibi!
-
روز عبد الله او را گشته نام ** شب نعوذ بالله و در دست جام
- Gündüz adı Abdullah, gece elinde kadeh, nezübillâh!”
-
دید شیشه در کف آن پیر پر ** گفت شیخا مر ترا هم هست غر
- Pîrin elinde dolu bir kadeh vardı. Mürit bunu görünce “ Şeyhim, sen de mi aldatıcısın?
-
تو نمیگفتی که در جام شراب ** دیو میمیزد شتابان ناشتاب 3405
- Sen, “Şeytan, şarap kadehine hemencecik işeyiverir” demez miydin?” dedi.
-
گفت جامم را چنان پر کردهاند ** کاندر او اندر نگنجد یک سپند
- Şeyh dedi ki: “Benim kadehimi öyle doldurdular ki içine tek bir üzerlik tohumu bile sığmaz.
-
بنگر اینجا هیچ گنجد ذرهای ** این سخن را کژ شنیده غرهای
- Bir bak hele, Buraya bir zerre bile sığar mı? Sen sözü yanlış anlamışsın, aldanmışsın.
-
جام ظاهر خمر ظاهر نیست این ** دور دار این را ز شیخ غیب بین
- Bu zâhiri şarap, zâhiri kadeh değil ki. Onu, gaybı bilen şeyhten uzak bil.
-
جام می هستی شیخ است ای فلیو ** کاندر او اندر نگنجد بول دیو
- Be ahmak, şarap kadehi, şeyhin varlığıdır. Oraya Şeytan’ın sidiğine asla yol yok!
-
پر و مالامال از نور حق است ** جام تن بشکست نور مطلق است 3410
- O varlık, Allah nuruyla dolu, hem de dudağına kadar. Ten kadehi kırılmış, mutlak nur kalmıştır.