حاش لله بل ز تعظیم شهان ** که نبودم در فقیران بد گمان3495
Hâşa, bu yüzden değil. Ululara tazim ettiğimden. Çünkü ben, yoksullar hakkında hiç kötü zanna düşmedim.
آن فقیران لطیف خوش نفس ** کز پی تعظیمشان آمد عبس
Onlar öyle lâtif, öyle nefesleri hoş kişilerdir ki onları ululamak için Allah’tan “ Abese” suresi geldi.
آن فقیری بهر پیچا پیچ نیست ** بل پی آن که بجز حق هیچ نیست
Onların yoksulluğu, dünyayı dönüp dolaşma yüzünden ve dünyalık için değil. Hak’tan başka hiçbir şey olmadığından onlarda yokluğu, yoksulluğu kabul etmişlerdir.
متهم چون دارم آنها را که حق ** کرد امین مخزن هفتم طبق
Nasıl töhmet altına alabilirim ki. Hak, ondan yedinci kat göğe kadar hazinelerine emin etmiştir” dedi.
متهم نفس است نه عقل شریف ** متهم حس است نه نور لطیف
Töhmetli nefistir; yüce akıl değil. Töhmetli duygudur; lâtif nur değil.
نفس سوفسطایی آمد میزنش ** کش زدن سازد نه حجت گفتنش3500