-
ور نرفتی خشک جنبان میشوی ** خود نمازت رفت بنشین ای غوی 3520
- Gitmez, orada kakılır kalır namaz kılmaya devam edersen istediğin kadar eğil bükül, yat kalk.. be şaşkın, zaten namazın gitti!
-
رو بر آنها که هم جفت تواند ** عاشقان و تشنهی گفت تواند
- Yürü, seninle eş olanların, sözünü sohbetini susamışçasına sevenlerin yanına var.
-
پاسبان بر خوابناکان بر فزود ** ماهیان را پاسبان حاجت نبود
- Bekçi, uyuyanlara göredir. Balıkların bekçiye ne ihtiyacı var?
-
جامه پوشان را نظر بر گازر است ** جان عریان را تجلی زیور است
- Çamaşırcıya elbise giyenler muhtaçtır. Çırçıplak canın ziyneti Allah tecellisidir.
-
یا ز عریانان به یک سو باز رو ** یا چو ایشان فارغ از تن جامه شو
- Ya çıplakları bırak, bir yana çekil… Yahut onlar gibi elbiseden vazgeç!
-
ور نمیتانی که کل عریان شوی ** جامه کم کن تا ره اوسط روی 3525
- Yok... Eğer tamamıyla soyunamıyorsan bari elbiseni azalt da orta halli ol!”
-
عذر گفتن فقیر به شیخ
- Fakirin şeyhe özrünü arz etmesi
-
پس فقیر آن شیخ را احوال گفت ** عذر را با آن غرامت کرد جفت
- Fakir, o şeyhe ahvalini anlattı, suçuna özürler diledi.
-
مر سؤال شیخ را داد او جواب ** چون جوابات خضر خوب و صواب
- Şeyh’in sualine, Hızır’ın cevapları gibi güzelce, doğruca cevaplar verdi.
-
آن جوابات سؤالات کلیم ** کش خضر بنمود از رب علیم
- Nitekim Kelîmin suallerine Hızır’ın Alîm Allah’tan verdiği cevaplarlarla;
-
گشت مشکلهاش حل و افزون زیاد ** از پی هر مشکلش مفتاح داد
- Musa’nın müşkülleri halloldu. Hızır, Musa’ya her müşkülü için anlatılamayacak derecede miftahlar verdi.