-
یا بگوید صوفیی دیدی تو دوش ** در میان خواب سجاده به دوش
- Yahut da bir sofi “Dün akşam rüyada birisini gördün ya… Hani omuzun da seccade vardı.
-
من بدم آن و آن چه گفتم خواب در ** با تو اندر خواب در شرح نظر
- İşte o benim. Rüyada sana nazardaki feyizleri anlatmıştım.
-
گوش کن چون حلقه اندر گوش کن ** آن سخن را پیشوای هوش کن
- Onları kulağına küpe et. O sözü aklına rehber yap, sözlere uy” dese,
-
چون ترا یاد آید آن خواب این سخن ** معجز نو باشد و زر کهن
- Bu söz, sana rüyayı hatırlatır. Yeni bir mucize, eski bir altındır.
-
گر چه دعوی مینماید این ولی ** جان صاحب واقعه گوید بلی 3590
- Bu söz, dâva gibi görünür ama rüyayı görenin ruhu” Evet” der. Tasdik eder.
-
پس چو حکمت ضالهی مومن بود ** آن ز هر که بشنود موقن بود
- Hikmet, müminin kaybolmuş malı olduğundan kimden duysa inanır, kabul eder.
-
چون که خود را پیش او یابد فقط ** چون بود شک چون کند او را غلط
- Fakat kendisini hikmetin yanında bulursa nasıl şüphe edebilir. Nasıl yanılabilir?
-
تشنهای را چون بگویی تو شتاب ** در قدح آب است بستان زود آب
- Susuz birisine “ Acele et, çabuk, kadehteki suyu al iç” desen,
-
هیچ گوید تشنه کاین دعوی است رو ** از برم ای مدعی مهجور شو
- Susuz, “Bu bir dâvadan ibaret. Yürü ey davacı benden uzaklaş”
-
یا گواه و حجتی بنما که این ** جنس آب است و از آن ماء معین 3595
- Yahut “Kadehtekinin su, o içilen güzel, berrak su olduğuna dair bana bir delil göster!” der mi?