-
گفت شاهنشاه کردم اختیار ** از برای جستن یک شاخسار 3665
- Nedim, “Bir padişahım var, beni bir ağaç aramak üzere gönderdi.
-
که درختی هست نادر در جهات ** میوهی او مایهی آب حیات
- Ama nasıl ağaç? Âlemde bulunmaz bir şey. Meyvesi, Âbıhayatın aslı.
-
سالها جستم ندیدم یک نشان ** جز که طنز و تسخر این سر خوشان
- Yıllardır aradım bir nişanesini bile bulamadım, ancak bu sarhoşlar, benimle eğlendiler, beni alaya aldılar... İşte o kadar!” der.
-
شیخ خندید و بگفتش ای سلیم ** این درخت علم باشد در علیم
- Şeyh gülümser de der ki: “Ey saf adam, bu ağaç, ilim sahibindeki ilimdir.
-
بس بلند و بس شگرف و بس بسیط ** آب حیوانی ز دریای محیط
- Pek yüce, pek büyük ve etrafa yayılmış bir ağaçtır o! Hatta ağaç da ne demek her tarafı kaplayan deniz gibi Âbıhayattır!
-
تو به صورت رفتهای ای بیخبر ** ز آن ز شاخ معنیی بیبار و بر 3670
- Sen surete kapılmış yolunu yitirmişsin. Manayı elden bıraktığın için onu bulamıyorsun.
-
گه درختش نام شد گه آفتاب ** گاه بحرش نام گشت و گه سحاب
- Ona gâh ağaç derler, gâh güneş. Gâh deniz adını takarlar, gâh bulut!
-
آن یکی کش صد هزار آثار خاست ** کمترین آثار او عمر بقاست
- Hulâsa o öyle şeydir ki yüz binlerce eseri var. En aşağılık hassası, sahibine ebedî bir hayat bağışlamasıdır.
-
گر چه فرد است او اثر دارد هزار ** این یکی را نام شاید بیشمار
- Tektir ama binlerce eseri, nişanesi var. O bire sayısız adlar gerek.
-
آن یکی شخص ترا باشد پدر ** در حق شخصی دگر باشد پسر
- Bir adam senin baban olur ama başka birisinin de oğludur.