-
تو چه بر چفسی بر این نام درخت ** تا بمانی تلخ کام و شور بخت
- Niye bu ağacın adına yapışırsın da dili, damağı acı, talihsiz bir hale düşersin?
-
در گذر از نام و بنگر در صفات ** تا صفاتت ره نماید سوی ذات
- Addan geç, sıfatına bak da sıfatlar, seni zata ulaştırsın.
-
اختلاف خلق از نام اوفتاد ** چون به معنی رفت آرام اوفتاد 3680
- Halkın ihtilâfı addan meydana gelir. Fakat manaya ulaşınca rahatlaşırlar.
-
منازعت چهار کس جهت انگور که هر یکی به نام دیگر فهم کرده بود آن را
- Birbirlerinin dediğini anlamayan dört kişinin üzüm için kavgaya tutuşmaları
-
چار کس را داد مردی یک درم ** آن یکی گفت این به انگوری دهم
- Adamın biri, dört kişiye bir dirhem verdi, Adamlardan birisi “Ben bu parayı “engûr’a” vereceğim” dedi.
-
آن یکی دیگر عرب بد گفت لا ** من عنب خواهم نه انگور ای دغا
- Öbürü Arap’tı, Lâ dedi, Ben “İnep” isterim herif, engûr istemem.”
-
آن یکی ترکی بدو گفت ای گزم ** من نمیخواهم عنب خواهم ازم
- Üçüncü Türk’tü, “Bu para benim “ dedi, “Ben inep istemem, üzüm isterim.”
-
آن یکی رومی بگفت این قیل را ** ترک کن خواهیم استافیل را
- Dördüncüde Rum’du, dedi ki: “Bırak bu lâfları, biz İstafil isteriz.”
-
در تنازع آن نفر جنگی شدند ** که ز سر نامها غافل بدند 3685
- Derken savaşa başladılar. Çünkü adların sırrından gafildiler.
-
مشت بر هم میزدند از ابلهی ** پر بدند از جهل و از دانش تهی
- Ahmaklıktan birbirlerini yumruklamaya koyuldular. Bilgisizlikle dolu, bilgiden boş adamlardı bunlar.
-
صاحب سری عزیزی صد زبان ** گر بدی آن جا بدادی صلحشان
- Sır sahibi, yüzlerce dil bilir, kadri yüce birisi orada olsaydı, onları uzlaştırırdı.