-
غورههای نیک کایشان قابلاند ** از دم اهل دل آخر یک دلاند
- Ne de olsa üzüm olmaya kabiliyetli korukların gönülleri, ehli dilin nefesleriyle birdir.
-
سوی انگوری همیرانند تیز ** تا دویی برخیزد و کین و ستیز
- Hepsi üzüm olmaya koşarsa, sonunda ikilik kalkar, kin ve savaş kalmaz.
-
پس در انگوری همیدرند پوست ** تا یکی گردند و وحدت وصف اوست 3725
- Hepsi de üzüm olup derilerini yırtarlar da birleşirler, vasıfları da birlik olur.
-
دوست دشمن گردد ایرا هم دو است ** هیچ یک با خویش جنگی در نبست
- Dost, düşman ikiliktedir. Fakat hiç, bir olan, kendisiyle savaşır mı?
-
آفرین بر عشق کل اوستاد ** صد هزاران ذره را داد اتحاد
- Aferin, üstat Aklı Küll’e, yüz binlerce zerreye birlik bahşetti.
-
همچو خاک مفترق در رهگذر ** یک سبوشان کرد دست کوزهگر
- Yerde topak, topak dağınık topraklara benzerlerken testici, hepsini de birleştirdi, bir testi yaptı.
-
که اتحاد جسمهای آب و طین ** هست ناقص جان نمیماند بدین
- Gerçi suyla toprağın birleşmesi, nakıstır, can, buna benzemez.
-
گر نظایر گویم اینجا در مثال ** فهم را ترسم که آرد اختلال 3730
- Fakat burada apaçık bir misal getirsem korkarım aklın karışır.
-
هم سلیمان هست اکنون لیک ما ** از نشاط دور بینی در عما
- Süleyman şimdi de var ama biz uzağı görme neşesiyle onu göremiyoruz.
-
دور بینی کور دارد مرد را ** همچو خفته در سرا کور از سرا
- Uzağa bakış, insanı kör eder. Sarayda uyuyanın sarayı görmediği gibi.