-
از غریو کودک آن جا خیر و شر ** گرد آمد گشت بر کودک حشر
- Çocuğun feryadından hırlı, hırsız birçok kişi başına toplandı.
-
پیش شیخ آمد که ای شیخ درشت ** تو یقین دان که مرا استاد کشت
- Çocuk, ”Ey kötü Şeyh, beni ustam muhakkak öldürür.
-
گر روم من پیش او دست تهی ** او مرا بکشد اجازت میدهی
- Eğer yanına eli boş gidersem beni keser, buna razı mısın?” diyordu.
-
و آن غریمان هم به انکار و جحود ** رو به شیخ آورده کاین باری چه بود
- Borçlular da inkâra düşüp Şeyh’e yüz çevirerek “Bu ne oyun ki?
-
مال ما خوردی مظالم میبری ** از چه بود این ظلم دیگر بر سری 410
- Bizim malımızı yedin, borçlu gidiyorsun. Böyle olduğu halde neden başka bir zulümde daha bulundun?” diyorlardı.
-
تا نماز دیگر آن کودک گریست ** شیخ دیده بست و در وی ننگریست
- Çocuk ikindi namazı vaktine kadar ağladı.Şeyh’e gelince,gözlerini yummuş,ona hiç bakmıyordu.
-
شیخ فارغ از جفا و از خلاف ** در کشیده روی چون مه در لحاف
- Bu cefaya, bu aykırı işe aldırış etmemekteydi. Ay gibi yüzünü yorganın içine çekmişti.
-
با ازل خوش با اجل خوش شاد کام ** فارغ از تشنیع و گفت خاص و عام
- Ezelle hoş, ecelle sevinçli, havas ve acamın kınamasından, dedikodusundan el ayak çekmiş!
-
آن که جان در روی او خندد چو قند ** از ترش رویی خلقش چه گزند
- Can, bir adamın yüzüne gülerse, ona halkın ekşi suratlı oluşundan ne zarar.
-
آن که جان بوسه دهد بر چشم او ** کی خورد غم از فلک وز خشم او 415
- Can birisini öperse, felekten, feleğin hışmından gam yer mi?