-
گر مرا روزی بدی اندر جهان ** خود چه کاراستی مرا با مردگان
- Eğer benim dünyada rızkım olsaydı ölülerle ne işim vardı, nasıl olurdu da ölürdüm?
-
این سزای آن که یابد آب صاف ** همچو خر در جو بمیزد از گزاف 470
- Fakat berrak suyu bulup da eşek gibi içine işeyenin lâyığı budur.
-
گر بداند قیمت آن جوی خر ** او بجای پا نهد در جوی سر
- Eşek o ırmağın kadrini bilse ayağını sokacağı yerde başını kaldırırdı.
-
او بیابد آن چنان پیغمبری ** میر آبی زندگانی پروری
- Hayat veren bir suya sahip öyle bir peygamber bulur da,
-
چون نمیرد پیش او کز امر کن ** ای امیر آب ما را زنده کن
- “Ey Âbıhayat sahibi, bizi, ol, emriyle dirilt.” Deyip nasıl ölmez?” dedi.
-
هین سگ نفس ترا زنده مخواه ** کاو عدوی جان تست از دیرگاه
- Sen de kendine gel, köpek nefsini diriltmeyi isteme. Çünkü o nice zamandır senin düşmanındır.
-
خاک بر سر استخوانی را که آن ** مانع این سگ بود از صید جان 475
- Bu köpeği can avından alıkoyan kemiğin başına toprak!
-
سگ نهای بر استخوان چون عاشقی ** دیوچهوار از چه بر خون عاشقی
- Köpek değilsen neden kemiğe âşıksın, sülük gibi neden kanı seviyorsun?
-
آن چه چشم است آن که بیناییش نیست ** ز امتحانها جز که رسواییش نیست
- O ne biçim gözdür ki görmez, sınamalarda ancak rüsvay olur!
-
سهو باشد ظنها را گاه گاه ** این چه ظن است این که کور آمد ز راه
- Zanlarda bazen hata olur; fakat bu ne biçim zandır ki yoldan kör olarak gelmektedir!