-
حس خفاشت سوی مغرب دوان ** حس در پاشت سوی مشرق روان
- Senin yarasa duygun batıya doğru koşmakta, inciler saçan duygun da doğuya doğru akmakta.
-
راه حس راه خران است ای سوار ** ای خران را تو مزاحم شرم دار
- Ey atlı! Duygu yolu, eşeklerin yoludur. Ey eşeklere karışan, utan!
-
پنج حسی هست جز این پنج حس ** آن چو زر سرخ و این حسها چو مس
- Bu beş duygudan başka beş duygu daha vardır. O duygular kırmızı altın gibidir, bunlar bakır gibi.
-
اندر آن بازار کایشان ماهرند ** حس مس را چون حس زر کی خرند 50
- Tanıyışta, anlayışta mahareti olanlar, o pazarda nasıl olur da bakır duyguyu altın duygu gibi alırlar?
-
حس ابدان قوت ظلمت میخورد ** حس جان از آفتابی میچرد
- Bedenlerin duygusu, zulmet gıdası yemekte, can duygusuysa bir güneşten çerezlenmekte.
-
ای ببرده رخت حسها سوی غیب ** دست چون موسی برون آور ز جیب
- Ey duygularını derleyip toplayarak gayp âlemine götüren! Musa gibi elini koynundan çıkar.
-
ای صفاتت آفتاب معرفت ** و آفتاب چرخ بند یک صفت
- Ey sıfatları marifet güneşi olan! Bu âlem güneşi, bir sıfatla mukayyettir.
-
گاه خورشید و گهی دریا شوی ** گاه کوه قاف و گه عنقا شوی
- Hâlbuki sen gâh güneş olursun, gâh deniz. Gâh Kafdağı kesilirsin, gâh Anka.
-
تو نه این باشی نه آن در ذات خویش ** ای فزون از وهمها و ز بیش بیش 55
- Fakat hakikatte sen ne bu olursun, ne o. Ey vehimlerden uzak, ey ilerden ileri!
-
روح با علم است و با عقل است یار ** روح را با تازی و ترکی چه کار
- Ruh; ilimle, akılla dosttur. Ruhun Arapçayla, Türkçe’yle ne işi var?