-
گر بدانستی گدا از گفت خویش ** پیش چشم او نه کم ماندی نه پیش
- Eğer yoksul, söylediği sözü bilseydi, gözünde ne az kalırdı ne çok!
-
سالها گوید خدا آن نان خواه ** همچو خر مصحف کشد از بهر کاه 500
- Ekmek isteyen yıllardır Allah der, fakat saman için Mushaf taşıyan eşeğe benzer.
-
گر بدل در تافتی گفت لبش ** ذره ذره گشته بودی قالبش
- Dudağındaki gönlünden doğsa, gönlünü aydınlatsaydı bedeni zerre zerre olurdu.
-
نام دیوی ره برد در ساحری ** تو به نام حق پشیزی میبری
- Şeytan’ın adı büyü yapmaya yara, sen de Allah adıyla mangır elde edersin!
-
خاریدن روستایی در تاریکی شیر را به گمان آن که گاو اوست
- Köylünün karanlıkta öküz sanıp aslanı okşaması
-
روستایی گاو در آخر ببست ** شیر گاوش خورد و بر جایش نشست
- Köylünün biri, öküzünü ahıra bağlamıştı. Aslan gelip öküzü yedi, yerine geçip oturdu.
-
روستایی شد در آخر سوی گاو ** گاو را میجست شب آن کنج کاو
- Köylü geceleyin ahıra gidip köşeye, bucağa el atarak öküzü aramaya koyuldu.
-
دست میمالید بر اعضای شیر ** پشت و پهلو گاه بالا گاه زیر 505
- Elini aslana sürmekte, sırtını yağrısını yukarı aşağı okşamaktaydı.
-
گفت شیر ار روشنی افزون شدی ** زهرهاش بدریدی و دل خون شدی
- Aslan “ Aydınlık olaydı ödü patlar, yüreği kan kesilirdi.
-
این چنین گستاخ ز آن میخاردم ** کاو درین شب گاو میپنداردم
- Fakat şimdi pervasızca beni okşuyor, kaşıyor. Çünkü gece vakti beni öküz sanıyor demekteydi.
-
حق همیگوید که ای مغرور کور ** نه ز نامم پاره پاره گشت طور
- Hak da “Ey mağrur kör, Tur dağı benim adımdan paramparça olmadı mı?