English    Türkçe    فارسی   

2
543-552

  • گفت آن خادم به آبش برده است ** ز انکه خر دوش آب کمتر خورده است‏
  • “ Hizmetçi suya götürmüştür. Çünkü dün gece az su içmişti.” dedi.
  • خادم آمد گفت صوفی خر کجاست ** گفت خادم ریش بین جنگی بخاست‏
  • Hizmetçi gelince sofi, “Eşek nerede?” dedi. Hizmetçi “ sakalını yokla!” diye cevap verdi, kavga başladı.
  • گفت من خر را به تو بسپرده‏ام ** من ترا بر خر موکل کرده‏ام‏ 545
  • Sofi, “Ben eşeği sana vermiştim onu sana ısmarlamıştım.
  • از تو خواهم آن چه من دادم به تو ** باز ده آن چه فرستادم به تو
  • Yollu yordamlı konuş, delil getirmeye kalkışma. Sana ısmarladığım eşeğimi getir.
  • بحث با توجیه کن حجت میار ** آن چه بسپردم ترا واپس سپار
  • Sana verdiğimi senden isterim. Onu iade et.
  • گفت پیغمبر که دستت هر چه برد ** بایدش در عاقبت واپس سپرد
  • Peygamber dedi ki. “Elinle aldığını geri vermek gerek”
  • ور نه‏ای از سرکشی راضی بدین ** نک من و تو خانه‏ی قاضی دین‏
  • Serkeşlik eder de buna razı olmazsan mahkeme işte şuracıkta, kalk gidelim” dedi.
  • گفت من مغلوب بودم صوفیان ** حمله آوردند و بودم بیم جان‏ 550
  • Hizmetçi “Sofilerin hepsi hücum etti, ben mağlup oldum, yarı canlı bir hale düştüm.
  • تو جگر بندی میان گربگان ** اندر اندازی و جویی ز آن نشان‏
  • Sen bir ciğer parçasını kedilerin arasına atıyorsun, sonra da onu aramaya kalkışıyorsun.
  • در میان صد گرسنه گرده‏ای ** پیش صد سگ گربه‏ی پژمرده‏ای‏
  • Yüz açın önüne bir parçacık ekmek atıyor, yüz köpeğin arasına zavallı bir kediyi bırakıyorsun!” dedi.