-
کاندر این یک شخص هر دو فعل هست ** گاه ماهی باشد او و گاه شست
- Görüyorsun ya... Bu bir kişide iki iş de var. Gâh balık oluyor, gâh olta!
-
نیم او مومن بود نیمیش گبر ** نیم او حرص آوری نیمیش صبر 605
- Yarısı mümin, yarısı kâfir. Yarısı hırs, yarısı sabır!
-
گفت یزدانت فمنکم مومن ** باز منکم کافر گبر کهن
- Allah “ İçimizde mümin var de var, kâfir ve eski putperest de” dedi.
-
همچو گاوی نیمهی چپش سیاه ** نیمهی دیگر سپید همچو ماه
- Öküz gibi... Yarısı kara, yarısı ay gibi bembeyaz.
-
هر که این نیمه ببیند رد کند ** هر که آن نیمه ببیند کد کند
- Bu yarısını gören onu almaz, öbür tarafını gören almak ister, üstüne düşer.
-
یوسف اندر چشم اخوان چون ستور ** هم وی اندر چشم یعقوبی چو حور
- Yusuf, kardeşinin gözünde canavar gibiydi, fakat yine o Yusuf, Yakup’un gözüne huri gibi geliyordu.
-
از خیال بد مر او را زشت دید ** چشم فرع و چشم اصلی ناپدید 610
- Fer’e ait göz, kötü hayal yüzünden onu çirkin gördü, asli gözse ortada yoktur.
-
چشم ظاهر سایهی آن چشم دان ** هر چه آن بیند بگردد این بد آن
- Zahiri gözü, o asli gözün gölgesi bil. O ne görürse bil ki, bu da onu görür.
-
تو مکانی اصل تو در لامکان ** این دکان بر بند و بگشا آن دکان
- Sen bir mekândasın, aslın Lâmekândır. Bu dükkânı kapa da o dükkânı aç.
-
شش جهت مگریز زیرا در جهات ** ششدره است و ششدره مات است مات
- Altı cihete kaçma, çünkü o cihetlerde altı kapı vardır. Tavlada altı kapı da alındı mı karşıda ki mat oldu! Mat.
-
شکایت کردن اهل زندان پیش وکیل قاضی از دست آن مفلس
- Zindandakilerin, Kadı’nın vekiline o müflisi şikâyet etmeleri