English    Türkçe    فارسی   

2
627-636

  • گفت قاضی خیز از این زندان برو ** سوی خانه‏ی مرده‏ریگ خویش شو
  • “ Hemen zindandan git; sahipsiz kalası herif, var evine yıkıl!” dedi.
  • گفت خان و مان من احسان تست ** همچو کافر جنتم زندان تست‏
  • Herif dedi ki: “ Benim evim, barkım, senin ihsanından ibaret. Kâfir gibi, zindanın bana cennettir.
  • گر ز زندانم برانی تو به رد ** خود بمیرم من ز تقصیری و کد
  • Eğer beni zindandan sürersen yoksulluktan, ihtiyaçtan öldüm gitti!
  • همچو ابلیسی که می‏گفت ای سلام ** رب أنظرنی إلی یوم القیام‏ 630
  • İblis gibi, Yarabbi, beni kıyamete kadar yaşat.
  • کاندر این زندان دنیا من خوشم ** تا که دشمن زادگان را می‏کشم‏
  • Ben bu dünya zindanında rahatım. Beni yaşat da düşmanımın evlâdını tepeleyeyim.
  • هر که او را قوت ایمانی بود ** و ز برای زاد ره نانی بود
  • Kimin imandan nasibi varsa, kimin yol için bir lokma ekmeği mevcutsa,
  • می‏ستانم گه به مکر و گه به ریو ** تا بر آرند از پشیمانی غریو
  • Ondan, o azığı, o ekmeği gâh hile, gâh hud’a ile alayım da pişmanlıktan feryada başlasın.
  • گه به درویشی کنم تهدیدشان ** گه به زلف و خال بندم دیدشان‏
  • Onları bazen yoksullukla korkutayım, bazen güzelliğin saçlarıyla, benleriyle gözlerini bağlayayım, dedi.
  • قوت ایمانی در این زندان کم است ** وان که هست از قصد این سگ در خم است‏ 635
  • Bu zindanda iman azığı azdır. Bu azığa sahip olanlar da köpeğin korkusundan ıstırap içindedir.
  • از نماز و صوم و صد بی‏چارگی ** قوت ذوق آید برد یک بارگی‏
  • Namazdan, oruçtan, yüz türlü çaresizlikten meydana gelen zevk azığını da gelip birden alır, götürüverir.