-
از نماز و صوم و صد بیچارگی ** قوت ذوق آید برد یک بارگی
- Namazdan, oruçtan, yüz türlü çaresizlikten meydana gelen zevk azığını da gelip birden alır, götürüverir.
-
أستعیذ الله من شیطانه ** قد هلکنا آه من طغیانه
- Allah Şeytanından Allah’a sığınırım; ah, onun azgınlığından helâk olup gittik!
-
یک سگ است و در هزاران میرود ** هر که در وی رفت او او میشود
- Bir köpek ama binlerce kişiye saldırmada, kime saldırır, kimin kanına girerse o adam da Şeytan kesiliverir.
-
هر که سردت کرد میدان کاو در اوست ** دیو پنهان گشته اندر زیر پوست
- Kim seni haktan, hakikatten soğutursa bil ki Şeytan o adamın içindedir. Derisinin altında gizlenmiştir.
-
چون نیابد صورت آید در خیال ** تا کشاند آن خیالت در وبال 640
- Böyle bir adamın içine girip, böyle bir adamın suretine bürünüp seni aldatmazsa hayaline girer de seni o hayalle kötülüğe sevk eder.
-
گه خیال فرجه و گاهی دکان ** گه خیال علم و گاهی خان و مان
- Seni gâh gezip eğlenme, gâh dükkân açıp alışveriş etme, gâh ilim öğrenme, gâh ev bark kurup çoluk çocuk sahibi olma hayallerine düşürür.
-
هان بگو لاحولها اندر زمان ** از زبان تنها نه بلک از عین جان
- Kendine gel hemen “ Lâhavle” de. Ama sade dille değil; candan gönülden!
-
تتمه قصه مفلس
- Müflis hikâyesinin sonu
-
گفت قاضی مفلسی را وانما ** گفت اینک اهل زندانت گوا
- Kadı “ Müflisliğini ispat et” dedi. Adam, “ İşte bütün zindandakiler tanık” deyince.
-
گفت ایشان متهم باشند چون ** میگریزند از تو میگریند خون
- Kadı “ Onlar, senden şikâyetçi. Senden kaçıp kurtulmak istiyorlar, senin elinden kan ağlıyorlar.
-
از تو میخواهند هم تا وارهند ** زین غرض باطل گواهی میدهند 645
- Senden kurtulmak istedikleri için yalan yere şahadette bulunabilirler” dedi.