سو به سو و کو به کو میتاختند ** تا همه شهرش عیان بشناختند
Taraf, taraf, yer, yer gezdirip bütün halka teşhir ettiler.
پیش هر حمام و هر بازارگاه ** کرده مردم جمله در شکلش نگاه
Her hamamın, her çarşının önünde biriken halk ona bakıyordu.
ده منادی گر بلند آوازیان ** کرد و ترک و رومیان و تازیان
Türk, Kürt, Rum, Arap ve sair milletlerden sesi gür olan tellallar da kendi dillerince,
مفلس است این و ندارد هیچ چیز ** قرض تا ندهد کس او را یک پشیز
“ Bu müflistir, hiçbir şeyi yoktur. Ona hiçbir kimse bir pul bile ödünç vermesin.
ظاهر و باطن ندارد حبهای ** مفلسی قلبی دغایی دبهای665
Zahiren, bâtınen bir habbesi bile yok. Müflisin biri, kalpın biri, kötü adamın biridir; bir hile, hud’a kabıdır.
هان و هان با او حریفی کم کنید ** چون که کاو آرد گره محکم کنید
Kendinize gelin, aklınızı başınıza alın, onunla arkadaşlık etmeyin. Size satmak için bir öküz bile getirse mutlaka çalmıştır, öküzü hemen tutup bağlayın.
ور به حکم آرید این پژمرده را ** من نخواهم کرد زندان مرده را
Eğer aldanır da bu herifi davaya kalkışırsanız ben bu ölü herifi zindana atmam.
خوش دم است او و گلویش بس فراخ ** با شعار نو دثار شاخ شاخ
Bu herif, tatlı sözlüdür, boğazı da pek boldur. Üstündeki libas yenidir ama içindekiler paramparça.
گر بپوشد بهر مکر آن جامه را ** عاریه است او و فریبد عامه را
Hile için o elbiseyi giyerse bilin ki kendisinin değildir, halkı aldatmak için giymiştir” diye bağırıyorlardı.
حرف حکمت بر زبان ناحکیم ** حلههای عاریت دان ای سلیم670
Ey temiz kalpli, hakîm olmayan kişinin dilindeki hikmet sözünü de iğreti elbise bil!