-
رنگها بینی بجز این رنگها ** گوهران بینی به جای سنگها
- O gözle bu renklerden başka renkler, taşlar yerine mücevherler görürsün.
-
گوهر چه بلکه دریایی شوی ** آفتاب چرخ پیمایی شوی
- Hatta gevher nedir ki? Sen, kendin bir deniz olur, göklerde seyreden bir güneş kesilirsin.
-
کار کن در کارگه باشد نهان ** تو برو در کارگه بینش عیان
- İş sahibi, iş yurdunda gizlidir. Yürü, onu ancak iş yurdunda apaçık görürsün.
-
کار چون بر کار کن پرده تنید ** خارج آن کار نتوانیش دید 760
- Mademki iş, sahibine bir hicap olmuştur? Şu halde onu işinden başka bir yerde göremezsin.
-
کارگه چون جای باش عامل است ** آن که بیرون است از وی غافل است
- Mademki iş yurdu; iş sahibinin mekânıdır, dışarıda kalan gafildir.
-
پس در آ در کارگه یعنی عدم ** تا ببینی صنع و صانع را بهم
- O halde iş yurduna, yani yokluğa gel ki sanatı da sanatkârı da bir arada göresin.
-
کارگه چون جای روشن دیدهگی است ** پس برون کارگه پوشیدگی است
- Mademki iş yurdu; apaçık görüş yeridir, tabii iş yurdundan dışarısı da hicap mahallidir.
-
رو به هستی داشت فرعون عنود ** لاجرم از کارگاهش کور بود
- İnatçı Firavun, varlığa yüz tuttu çünkü onun yerini görmüyordu.
-
لاجرم میخواست تبدیل قدر ** تا قضا را باز گرداند ز در 765
- Hulâsa kaderi değiştirmek istiyor, kazayı savuşturmak arzusunda bulunuyordu.
-
خود قضا بر سبلت آن حیلهمند ** زیر لب میکرد هر دم ریشخند
- Kaza da o hileciye bıyık altından kıs, kıs gülmekteydi.