-
کانبیا را نه که نفس کشته بود ** پس چراشان دشمنان بود و حسود
- “Peygamberlerin nefisleri helâk olmamış mıydı? Onların neden düşmanları vardı, onlara niye haset ediyorlardı?” derse,
-
گوش کن تو ای طلبکار صواب ** بشنو این اشکال و شبهت را جواب
- Ey doğru söz arayan, kulağını aç! Bu şüpheye, bu tereddüde vereceğimiz cevap şu:
-
دشمن خود بودهاند آن منکران ** زخم بر خود میزدند ایشان چنان
- O münkirler, kendilerinin düşmanlarıydı; onlar kendilerini yaralıyorlardı.
-
دشمن آن باشد که قصد جان کند ** دشمن آن نبود که خود جان میکند 790
- Düşman, ona derler ki cana kastetsin. Kendi kendisine can çekişene düşman demezler.
-
نیست خفاشک عدوی آفتاب ** او عدوی خویش آمد در حجاب
- Yarasacağız, güneşin düşmanı değildir, hicaba girmiş, kendi kendisine düşman olmuştur.
-
تابش خورشید او را میکشد ** رنج او خورشید هرگز کی کشد
- Güneşin ziyası onu öldürür; fakat güneş, yarasanın zahmetini hiç çeker mi, yarasa güneşe bir kötülükte bulunabilir mi?
-
دشمن آن باشد کز او آید عذاب ** مانع آید لعل را از آفتاب
- Düşman, ona derler ki ondan bir azap, bir eziyet gelsin; kabiliyeti olan taşın güneş tesiriyle lâl olmasına mümanaat etsin!
-
مانع خویشند جملهی کافران ** از شعاع جوهر پیغمبران
- Halbuki kâfirlerin hepsi de peygamberlerin cevherlerindeki ziyadan kendilerini men ederler.!
-
کی حجاب چشم آن فردند خلق ** چشم خود را کور و کژ کردند خلق 795
- Halk, nasıl olur da o tek kişinin gözüne perde olur? Bilâkis kendi gözlerini kör eder, kendi gözlerini kötü bir hale sokarlar.
-
چون غلام هندویی کاو کین کشد ** از ستیزهی خواجه خود را میکشد
- Efendisiyle inada girişip kinlenerek kendisini öldüren Arap köle gibi!