- 
		    آن زمان که دست و پایت بر درد ** پر و بالت هست تا جان بر پرد
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Bu elin, ayağın gidince canının uçması için kolun kanadın var mı?
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    آن زمان کاین جان حیوانی نماند ** جان باقی بایدت بر جا نشاند
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Bu hayvani can kalmayınca yerine koymak için baki bir cana sahip misin?
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    شرط من جا بالحسن نه کردن است ** این حسن را سوی حضرت بردن است
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Şart, iyilik etmek değil, iyilikle gelmek, bu iyiliği Allah’a götürmektir.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
		   - 
		   جوهری داری ز انسان یا خری ** این عرضها که فنا شد چون بری   945
 
		 
	         
	         
	         
		 
	       
	       
	       
		  - İnsanlıktan mı bir cevhere sahipsin, eşeklikten mi? Bu ârazlar yok olunca nasıl götüreceksin ki?
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    این عرضهای نماز و روزه را ** چون که لا یبقی زمانین انتفی
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Bu namaz ve oruç arazlarını Allah’a nasıl ileteceksin ki? Çünkü araz, iki zaman zarfında baki kalmaz, yok olup gider, bir anlıktır.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    نقل نتوان کرد مر اعراض را ** لیک از جوهر برند امراض را
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Arazları götürmeye imkân yoktur. Fakat cevherden hastalıkları giderirler.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    تا مبدل گشت جوهر زین عرض ** چون ز پرهیزی که زایل شد مرض
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Bu suretle de cevher, bu hastalık arazlarından kurtulur, değişir. Perhiz yüzünden hastalığın geçmesi gibi.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    گشت پرهیز عرض جوهر به جهد ** شد دهان تلخ از پرهیز شهد
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Perhiz arazı, çalışmalarıyla cevher olur; acı ağız perhizle tatlılaşır.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
		   - 
		   از زراعت خاکها شد سنبله ** داروی مو کرد مو را سلسله   950
 
		 
	         
	         
	         
		 
	       
	       
	       
		  - Ziraatla topraklar ekinle, başakla dolar. Saç ilacı, örgü, örgü saç bitirir.
 
		  
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		    - 
		    آن نکاح زن عرض بد شد فنا ** جوهر فرزند حاصل شد ز ما
 
		 
		 
	         
		 
		 
	       
	       
	       
		  - Kadını nikâhlamak arazdı, mahvolup gitti. Fakat o arazdan bize evlât cevheri meydana geldi.