-
همچو تو سالوس بسیاران بدند ** عاقبت در مصر ما رسوا شدند 1075
- Senin gibi nice hilebazlar vardı, bizim Mısır’ımız da nihayet rüsvay oldular” dedi.
-
جواب موسی فرعون را در تهدیدی کی میکردش
- Musa’nın Firavunun tehdidine cevap vermesi
-
گفت با امر حقم اشراک نیست ** گر بریزد خونم امرش باک نیست
- Musa, Firavuna dedi ki: “Ben, Allah emrine karışamam. Emreder de kanımı bile dökerse korkum yok.
-
راضیم من شاکرم من ای حریف ** این طرف رسوا و پیش حق شریف
- Ben, bu âlemde rüsvay olayım, buna hem razıyım, hem de şükrederim… Tek Hak yanında yüce olayımda.
-
پیش خلقان خوار و زار و ریشخند ** پیش حق محبوب و مطلوب و پسند
- Halka karşı hor hakir olayım, benimle alay etsinler, bana gülsünler… Allah’a karşı sevgili olayım, o beni istesin, beğensin… Yeter bu bana.
-
از سخن میگویم این ورنه خدا ** از سیهرویان کند فردا ترا
- Bunları da söz olsun diye söylüyorum hani. Yoksa Allah seni yarın kara yüzlülerden edecek, bu muhakkak!
-
عزت آن اوست و آن بندگانش ** ز آدم و ابلیس بر میخوان نشانش 1080
- Yücelik onundur, onun kullarınındır. Onun nişanesini Âdem’le İblisin hikâyesini oku da anla!
-
شرح حق پایان ندارد همچو حق ** هین دهان بربند و برگردان ورق
- Allah’ın zatına nasıl son yoksa hikmetlerine de son yoktur. Aklını başına al da ağzını yum, yaprağı çevir!”
-
پاسخ فرعون موسی را علیه السلام
- Firavunun Musa aleyhisselâm’a cevap vermesi
-
گفت فرعونش ورق درحکم ماست ** دفتر و دیوان حکم این دم مراست
- Firavun, Musa’ya “Yaprak bizim elimizde... Şimdi defter de bizim hükmümüzde, divan da bizim!
-
مر مرا بخریدهاند اهل جهان ** از همه عاقلتری تو ای فلان
- Bütün âlem halkı beni seçmiş, beni kabul etmiş. A Musa, bütün âlemde en akıllı sen misin ki?
-
موسیا خود را خریدی هین برو ** خویشتن کم بین به خود غره مشو
- A Musa, sen kendini beğenmiş, almışsın… Haydi oradan be… Kendini az gör, kendine güvenip gururlanma.