-
حرص دنیا رفت و چشمش تیز شد ** چشم او روشن گه خونریز شد 120
- Dünya hırsı gitti de o yüzden hastanın gözü kuvvetlendi; gözü, kan dökme zamanı aydınlandı.
-
مرغ بیهنگام شد آن چشم او ** از نتیجهی کبر او و خشم او
- Kibrinin, hışmının yüzünden gözü, vakitsiz öten horoza döndü.
-
سر بریدن واجب آید مرغ را ** کو بغیر وقت جنباند درا
- Vakitsiz çan çalan, vakitsiz öten horozun başını kesmek vaciptir.
-
هر زمان نزعیست جزو جانت را ** بنگر اندر نزع جان ایمانت را
- Her an, canının bir cüz’ü ölüm halindedir. Her an can verme zamanındadır. Can verme ânında imanını gör, gözet!
-
عمر تو مانند همیان زرست ** روز و شب مانند دینار اشمرست
- Ömrün, altın kesesine benzer, geceyle gündüz de para sayan adamdır.
-
میشمارد میدهد زر بی وقوف ** تا که خالی گردد و آید خسوف 125
- Bilmeden, anlamadan sayar durur, nihayet kese boşalır, ay tutulur.
-
گر ز که بستانی و ننهی بجای ** اندر آید کوه زان دادن ز پای
- Dağdan alsan da yerine koymasan dağ bile yerin de kalmaz, yok olur gider.
-
پس بنه بر جای هر دم را عوض ** تا ز واسجد واقترب یابی غرض
- Şu halde her an yerine karşılık koy ki: “Secde et de yaklaş” ayetinin maksadı neyse bulasın.
-
در تمامی کارها چندین مکوش ** جز به کاری که بود در دین مکوش
- Bütün işlere böyle çalışma, dindeki işten başka iş için savaşma.
-
عاقبت تو رفت خواهی ناتمام ** کارهاات ابتر و نان تو خام
- Sonra sonunda tamamlamadan geçip gidersin. İşlerin sona ermez, ekmeğin de ham kalır.