-
قوت نقاش باشد آنک او ** هم تواند زشت کردن هم نکو
- Hatta hem çirkin resmi, hem de güzel resmi yapabildiğinden ressamın, kuvvetli bir ressam olduğuna delildir.
-
گر کشانم بحث این را من بساز ** تا سال و تا جواب آید دراز
- Bu bahsi açar, düzüp koşarsam sual ve cevaplar uzar gider.
-
ذوق نکتهی عشق از من میرود ** نقش خدمت نقش دیگر میشود 1375
- Ben de aşk nüktesinin zevkini kaybederim. Allah’a hizmet, başka bir şekle döner, maksat hidayetten dalâlet olur.
-
مثل در بیان آنک حیرت مانع بحث و فکرتست
- Hayretin, mübahase ve düşünceye mâni olduğuna dair misal
-
آن یکی مرد دومو آمد شتاب ** پیش یک آیینه دار مستطاب
- Saçı sakalı kır bir adam, iyi bir berberin önüne gider de,
-
گفت از ریشم سپیدی کن جدا ** که عروس نو گزیدم ای فتی
- “Yiğidim, saçımdaki sakalımdaki akları ayır, yol. Bir yeni gelin aldım der.
-
ریش او ببرید و کل پیشش نهاد ** گفت تو بگزین مرا کاری فتاد
- Berber, adamın sakalını dipten tıraş ederek kılları önüne kor da der ki: “Benim bir işim çıktı sen ayırıver!”
-
این سال وآن جوابست آن گزین ** که سر اینها ندارد درد دین
- İşte bunun gibi bu sual, şu da cevabı, artık sen ayırıver… Din kaygısı, bunlarla uğraşmaya vakit bırakmaz.
-
آن یکی زد سیلیی مر زید را ** حمله کرد او هم برای کید را 1380
- Birisi Zeyd’e bir sille vurur. Zeyd de hileye sapıp onu dövmek üzere üstüne saldırınca,
-
گفت سیلیزن سالت میکنم ** پس جوابم گوی وانگه میزنم
- Adam: “Dur, senden bir şey soracağım, cevabını ver, sonra beni döv.
-
بر قفای تو زدم آمد طراق ** یک سالی دارم اینجا در وفاق
- Senin kafana vurunca şırak diye bir sestir çıktı. Şimdi burada dostça senden bir sualim var: