بر سر دیوار عالی گر روی ** گر دو گز عرضش بود کژ میشوی1560
Fakat yüksek bir duvarın üstünde gitsen yolun genişliği iki arşın olsa yine eğri büğrü gidersin.
بلک میافتی ز لرزهی دل به وهم ** ترس وهمی را نکو بنگر بفهم
Hatta gönlüne düşen vehim yüzünden belki de düşersin. Vehimden gelen korkuya iyice dikkat et de vehimin kötülüğünü anla.
رنجور شدن اوستاد به وهم
Hocanın vehimle hastalanması
گشت استا سست از وهم و ز بیم ** بر جهید و میکشانید او گلیم
Hoca vehimden korkudan hastalandı. Yerinden sıçrayıp kalktı, kilimini başına örttü.
خشمگین با زن که مهر اوست سست ** من بدین حالم نپرسید و نجست
“Zaten sevgisi az, ben bu halde, olduğum halde halimi sormadı bile.
خود مرا آگه نکرد از رنگ من ** قصد دارد تا رهد از ننگ من
Rengimin solukluğunu, benzimin uçukluğunu haber bile vermedi. Bana kastediyor, benden kurtulmaya yol arıyor.
او به حسن و جلوهی خود مست گشت ** بیخبر کز بام افتادم چو طشت1565
Kendi güzelliğinden kendi cilvesinden kendisi sarhoş olmuş. Benimse haberim bile yok… Hâlbuki leğenim, damdan düşmüş, rüsvay olmuş gitmişim” diye karısına kızgın bir halde,
آمد و در را بتندی وا گشاد ** کودکان اندر پی آن اوستاد
Evine gelip kapıyı şiddetle açtı. Çocuklarda hocanın ardından geliyordu.
گفت زن خیرست چون زود آمدی ** که مبادا ذات نیکت را بدی
Karısı, “Hayır ola, erken geldin. Allah esirgesin, başına kötü bir şey gelmesin de” dedi.
گفت کوری رنگ و حال من ببین ** از غمم بیگانگان اندر حنین
Hoca dedi ki. “Kör müsün sen? Bir benzime, bir halime baksana. Yabancıların bile derdimle dertleniyor, feryada geliyor.
تو درون خانه از بغض و نفاق ** مینبینی حال من در احتراق
Sen evimin içinde olduğun halde bana düşmanlığından, bana karşı münafıklıkta bulunduğundan yanıp yakıldığımı, görmüyorsun bile”