-
کل اصباح لنا شان جدید ** کل شیء عن مرادی لا یحید 1640
- Biz her sabah yeni bi işte, yeni bir güçteyiz. Her şey, bizim dileğimize göre meydana gelir denmiştir.
-
در حدیث آمد که دل همچون پریست ** در بیابانی اسیر صرصریست
- Hadiste “ Gönül, ovada rüzgârlara tabi bir tüy benzer.
-
باد پر را هر طرف راند گزاف ** گه چپ و گه راست با صد اختلاف
- Rüzgâr, tüyü her tarafa uçurur, gâh sola, gâh sağa götürür durur.” denmektedir.
-
در حدیث دیگر این دل دان چنان ** کب جوشان ز آتش اندر قازغان
- Başka bir hadiste de denmiştir ki: “ Bu gönlü ateş üstündeki kazanda kaynayan bir su bil!”
-
هر زمان دل را دگر رایی بود ** آن نه از وی لیک از جایی بود
- Gönlün her an başka bir dileği vardır. Fakat bu dilek kendisinden değildir, başka bir yerdendir.
-
پس چرا آمن شوی بر رای دل ** عهد بندی تا شوی آخر خجل 1645
- Şu halde gönlün reyine, gönlün dileğine neden emin olur da ahdeder, sonunda da pişman olur, nedamete düşersin?
-
این هم از تاثیر حکمست و قدر ** چاه میبیینی و نتوانی حذر
- Fakat bu yine de Allah’ın hükmündendir. Allah’ın takdiridir. Kuyuyu görürsün de çekinmeye kudretin olmaz.
-
نیست خود ازمرغ پران این عجب ** که نبیند دام و افتد در عطب
- Uçan kuşun tuzağı görmeyip hapse düşmesine taaccüp edilmez ki.
-
این عجب که دام بیند هم وتد ** گر بخواهد ور نخواهد میفتد
- Şaşılacak şey şudur: Hem tuzağı görür, hem mıhı görür de yine sonunda ister istemez o tuzağa düşer!
-
چشم باز و گوش باز و دام پیش ** سوی دامی میپرد با پر خویش
- Gözü açık kulağı açık, tuzak önde… Yine de kendi kanadıyla tuzağa doğru uçar!
-
تشبیه بند و دام قضا به صورت پنهان به اثر پیدا
- Kaza ve kader tuzağının eseri görünen, kendisi görünmeyen bir şeye benzemesi