-
آن بلال صدق در بانگ نماز ** حی را هی همیخواند از نیاز
- O doğru sözlü Bilâl, ezan okurken “Hayyı alesselâ, Hayyı alelfelâh- Haydin namaza, Haydin felâha” cümlelerindeki “Hayyı- haydin” kelimesini “Heyyi” diye okurdu.
-
تا بگفتند ای پیمبر راست نیست ** این خطا اکنون که آغاز بناست
- Nihayet Peygamber’e dediler ki: “Ya Resulâllâh, bina yeni kuruluyor. Bu hata, hiç de doğru değil.
-
ای نبی و ای رسول کردگار ** یک مذن کو بود افصح بیار
- Ey Allah habercisi, ey Allah resulü, ey Allah meydanının tek binicisi, daha fasih bir müezzin getir.
-
عیب باشد اول دین و صلاح ** لحن خواندن لفظ حی عل فلاح 175
- Din daha yeni kurulur, doğruluk düzenlik daha yeni meydana gelirken “Hayyı alelfelâh”’ı yanlış okumak ayıptır.
-
خشم پیغامبر بجوشید و بگفت ** یک دو رمزی از عنایات نهفت
- Peygamber’in hiddeti coştu. Gizli inayetlerden bir iki remiz söyleyip dedi ki :
-
کای خسان نزد خدا هی بلال ** بهتر از صد حی و خی و قیل و قال
- “Ey aşağılık adamlar, Allah yanında Bilâl’in Heyyi’si yüzlerce hadan, hıdan, yüzlerce dedikodudan iyidir.
-
وا مشورانید تا من رازتان ** وا نگویم آخر و آغازتان
- İşi çok karıştırmayın da sırrınızı açmayayım, önünüzü, sonunuzu söylemeyeyim.”
-
گر نداری تو دم خوش در دعا ** رو دعا میخواه ز اخوان صفا
- Her duada güzel bir nefese sahip değilsen yürü, özü sözü doğru kardeşlerden dua iste.
-
امر حق به موسی علیه السلام که مرا به دهانی خوان کی بدان دهان گناه نکردهای
- Musa aleyhisselâm’a, Beni günah etmediğin ağızla çağır diye vahiy gelmesi
-
گفت ای موسی ز من میجو پناه ** با دهانی که نکردی تو گناه 180
- Allah, “Ey Musa, bana suç etmediğin, kötü söylemediğin bir ağızla sığın, dua et” dedi.
-
گفت موسی من ندارم آن دهان ** گفت ما را از دهان غیر خوان
- Musa, “Bende o ağız yok deyince Allah, “Başkasının ağzıyla dua et”