دست ما و دامن تست آن زمان ** که نماند هیچ مجرم را امان
Hiçbir mücrime aman verilmeyen o gün el bizim, etek senin!
گفت پیغامبر که روز رستخیز ** کی گذارم مجرمان را اشکریز
Peygamber, “Kıyamet günü suçluları ağlar, inler bir halde nasıl terk ederiz?
من شفیع عاصیان باشم بجان ** تا رهانمشان ز اشکنجهی گران
Ben o gün canla başla onların suçlarını affettirir, onlara şefaat eder, onları ağır işkencelerden kurtarırım.
عاصیان واهل کبایر را بجهد ** وا رهانم از عتاب نقض عهد1785
Suçluları, büyük günahlarda bulunanları çalışıp çabalar, ne yapıp yapıp Allah azabından halâs ederim.
صالحان امتم خود فارغاند ** از شفاعتهای من روز گزند
Ümmetimin iyileri zaten kurtulurlar, o azap günü benim şefaatime ihtiyaçları olmaz.
بلک ایشان را شفاعتها بود ** گفتشان چون حکم نافذ میرود
Hatta onlar bile suçlulara şefaat ederler, onların bile sözleri geçer, hükümleri yürür.
هیچ وازر وزر غیری بر نداشت ** من نیم وازر خدایم بر فراشت
Hiç kimse, başkasının suçunu almaz, yükünü yüklenmez… Yüklenmez ama yüklenen ben değilim ki, onların yüklerini alan, onları hafifleten Allah’tır.” dedi.
آنک بی وزرست شیخست ای جوان ** در قبول حق چواندر کف کمان
Civanım, yükü olmayan şeyhtir. Allah onu eldeki yay gibi eline almış, kabul etmiştir.
شیخ کی بود پیر یعنی مو سپید ** معنی این مو بدان ای کژ امید1790
Şeyh kime derler? İhtiyara, yani saçı sakalı ağarmış adama derler. Fakat ey ümitsiz adam, bunun manasını bil.
هست آن موی سیه هستی او ** تا ز هستیاش نماند تای مو
Kara saç, kara sakal, onun varlığıdır. Varlığından tek bir kıl bile kalmamalı.