-
گفت ای موسی ز من میجو پناه ** با دهانی که نکردی تو گناه 180
- Allah, “Ey Musa, bana suç etmediğin, kötü söylemediğin bir ağızla sığın, dua et” dedi.
-
گفت موسی من ندارم آن دهان ** گفت ما را از دهان غیر خوان
- Musa, “Bende o ağız yok deyince Allah, “Başkasının ağzıyla dua et”
-
از دهان غیر کی کردی گناه ** از دهان غیر بر خوان کای اله
- Başkasının ağzıyla nasıl günah edebilirsin? Yarabbi diye başkasının ağzıyla çağır” buyurdu.
-
آنچنان کن که دهانها مر ترا ** در شب و در روزها آرد دعا
- Sen de öyle muamelede bulun ki ağızlar, gece gündüz sana dua edip dursunlar.
-
از دهانی که نکردستی گناه ** و آن دهان غیر باشد عذر خواه
- Günah etmediğim ağız, başkasının özürler dileyen ağzıdır.
-
یا دهان خویشتن را پاک کن ** روح خود را چابک و چالاک کن 185
- Yahut da kendi ağzını temizle, ruhunu çevik bir hale getir.
-
ذکر حق پاکست چون پاکی رسید ** رخت بر بندد برون آید پلید
- Çünkü Allah adı temizdir, temizlik geldi mi pislik, pılısını pırtısını toparlayıp gider.
-
میگریزد ضدها از ضدها ** شب گریزد چون بر افروزد ضیا
- Zıtlar, zıtlardan kaçar. Ziya parladı mı gece kalmaz.
-
چون در آید نام پاک اندر دهان ** نه پلیدی ماند و نه اندهان
- Ağza temiz bir ad gelince de ne pislik kalır, ne gamlar, kederler.
-
بیان آنک الله گفتن نیازمند عین لبیک گفتن حق است
- Yalvarırım Allah demesi, Hakk’ın Lebbeyk demesinin ta kendisidir
-
آن یکی الله میگفتی شبی ** تا که شیرین میشد از ذکرش لبی
- Birisi her gece Allah der durur, bu zikrinden ağzı tatlılaşır, zevk alırdı.