English    Türkçe    فارسی   

3
1831-1840

  • چونک تقوی بست دو دست هوا ** حق گشاید هر دو دست عقل را
  • Allah korkusu, havanın ellerini bağlarsa Hakk aklın ellerini çözer.
  • پس حواس چیره محکوم تو شد ** چون خرد سالار و مخدوم تو شد
  • Hizmetkârın âkil olursa sana galip olan duygularda mahkûmun olur.
  • حس را بی‌خواب خواب اندر کند ** تا که غیبیها ز جان سر بر زند
  • Gayba mensup sırlar, can âleminden zuhur etsin diye duyguları zahirî olmayan bir uykuya daldırır da,
  • هم به بیداری ببینی خوابها ** هم ز گردون بر گشاید بابها
  • İnsan uyanıkken rüyalar da görür, insana gök kapıları da açılır.
  • قصه‌ی خواندن شیخ ضریر مصحف را در رو و بینا شدن وقت قرائت
  • Kör Şeyhin Kur’an’ı yüzünden okuması ve Kur’an okurken gözlerinin görmesi
  • دید در ایام آن شیخ فقیر ** مصحفی در خانه‌ی پیری ضریر 1835
  • Yoksul şeyhin biri, bir vakitler kör bir pirin evinde bir mushaf gördü.
  • پیش او مهمان شد او وقت تموز ** هر دو زاهد جمع گشته چند روز
  • Temmuz ayı idi, ona mihman olmuştu: O iki zâhit, birkaç gün bir araya gelmişlerdi.
  • گفت اینجا ای عجب مصحف چراست ** چونک نابیناست این درویش راست
  • Kendi kendisine “Burada mushafın ne işi var? Bu adam kör” dedi.
  • اندرین اندیشه تشویشش فزود ** که جز او را نیست اینجا باش و بود
  • Bu düşünceye düştü, huzuru kaçtı; “Burada bu körden başka kimse de yok, bu ne iş?
  • اوست تنها مصحفی آویخته ** من نیم گستاخ یا آمیخته
  • Burada yalnız o var, bir de buraya mushaf koymuş. Ben ne bunağım, ne sersem…
  • تا بپرسم نه خمش صبری کنم ** تا به صبری بر مرادی بر زنم 1840
  • Onun için hiçbir şey sormayayım, sabredeyim de sabırla muradıma erişeyim” dedi.