English    Türkçe    فارسی   

3
1885-1894

  • گفت چون باشد کسی که جاودان ** بر مراد او رود کار جهان 1885
  • Derviş, Dünyadaki işler daima bir adamın dilediği gibi olur;
  • سیل و جوها بر مراد او روند ** اختران زان سان که خواهد آن شوند
  • Seller, ırmaklar muradınca akar, yıldızlar hükmünce hükmeder;
  • زندگی و مرگ سرهنگان او ** بر مراد او روانه کو بکو
  • Hayatla ölüm, ona çavuş olur, emrine uyup dilediği yere gider.
  • هر کجا خواهد فرستد تعزیت ** هر کجا خواهد ببخشد تهنیت
  • Nereye dilerse baş sağlığı haberi yollar, nereye dilerse kutlu olsun derse…
  • سالکان راه هم بر گام او ** ماندگان از راه هم در دام او
  • Yolcuların hepsi, onu izler, yolda kalanlar onun tuzağına tutulursa…
  • هیچ دندانی نخندد در جهان ** بی رضا و امر آن فرمان‌روان 1890
  • Onun fermanı, onun rızası olmadıkça âlemde hiçbir ağız gülmezse bu adamın hali nasıldır? İşte o haldeyim ben” dedi.
  • گفت ای شه راست گفتی همچنین ** در فر و سیمای تو پیداست این
  • Behlûl, padişahım doğru söyledin. Bu hale sahip olduğun nurundan da belli, yüzünden de görünüp durmakta.
  • این و صد چندینی ای صادق ولیک ** شرح کن این را بیان کن نیک نیک
  • Böylesin, hatta yüz mislisin... Doğru ama bunu bir güzelce anlat.
  • آنچنانک فاضل و مرد فضول ** چون به گوش او رسد آرد قبول
  • Öyle bir anlat ki duyunca fazilet sahibi de kabul etsin, bir şeyden anlamaz adam da.
  • آنچنانش شرح کن اندر کلام ** که از آن هم بهره یابد عقل عام
  • Herkesin aklının ereceği, fikrinin anlayacağı bir tarzda anlat.