-
گفت آن الله تو لبیک ماست ** و آن نیاز و درد و سوزت پیک ماست 195
- Hızır ”Senin o Allah demen, bizim Lebbeyk dememizdir. Senin o niyazın derde düşmen, yanıp yakılman, bizim haberci çavuşumuzdur.
-
حیلهها و چارهجوییهای تو ** جذب ما بود و گشاد این پای تو
- Senin hilelere düşmen, çareler araman, seni kendimize çekmemizden, ayağını çözmemizdendir.
-
ترس و عشق تو کمند لطف ماست ** زیر هر یا رب تو لبیکهاست
- Korkun da bizim lütfumuzun kemendidir, aşkın da. Her Yarabbi demende bizim, efendim, buyur dememiz gizli” dedi.
-
جان جاهل زین دعا جز دور نیست ** زانک یا رب گفتنش دستور نیست
- Bilgisiz adamın canı, bu duadan uzaktır. Çünkü Yarabbi demesine izin yok ki!
-
بر دهان و بر دلش قفلست و بند ** تا ننالد با خدا وقت گزند
- Zarara, ziyana uğrayınca Allah’a sızlanmasın diye ağzında da kilit var, gönlünde de. Ağzı da bağlı, gönlü de.
-
داد مر فرعون را صد ملک و مال ** تا بکرد او دعوی عز و جلال 200
- Firavuna yüzlerce mal, mülk verdi, o da nihayet ululuk, büyüklük dâvasına girişti.
-
در همه عمرش ندید او درد سر ** تا ننالد سوی حق آن بدگهر
- O kötü yaradılışlı, Hakk’a sızlanmasın diye ömründe baş ağrısı bile görmedi.
-
داد او را جمله ملک این جهان ** حق ندادش درد و رنج و اندهان
- Allah, ona bütün dünya mülkünü verdi de dert, elem, keder vermedi.
-
درد آمد بهتر از ملک جهان ** تا بخوانی مر خدا را در نهان
- Dert, Allah’ı gizlice çağırmana sebep olduğundan bütün dünya malından yeğdir.
-
خواندن بی درد از افسردگیست ** خواندن با درد از دلبردگیست
- Dertsiz dua soğuktur, bir şeye yaramaz. Dertli dua ve niyaz, gönülden, aşktan gelir.