خلقگویان ای عجب این بانگ چیست ** چونک صحرا از درخت و بر تهیست
Halk, “Şaşılacak şey, bu ses nedir? Sahrada ne ağaç var, ne meyve.
گیج گشتیم از دم سوداییان ** که به نزدیک شما باغست و خوان
Kara sevdaya tutulmuş olanların yakınınızda bahçe var, sofra var demelerinden âdeta aptallaştık.
چشم میمالیم اینجا باغ نیست ** یا بیابانیست یا مشکل رهیست2040
Gözümüzü ovuyor, bakıyoruz. Fakat burada bahçe yok ki… Önümüzdeki saha ya çöl yahut aşılması güç bir yol!
ای عجب چندین دراز این گفت و گو ** چون بود بیهوده ور خود هست کو
Fakat bu kadar uzun uzadıya söylenip duran sözlerde beyhude olmaz ya. Acayip şey, nasıl olurda bu kadar sözün aslı olmaz. Fakat varsa nerede söyle!” diyordu.
من همیگویم چو ایشان ای عجب ** این چنین مهری چرا زد صنع رب
Dekukî, macerasını şöyle anlatır: “Ben de tıpkı onlar gibi, acayip şey demekteydim, Allah bunların gözlerini ne de sıkı bağlamış?
زین تنازعها محمد در عجب ** در تعجب نیز مانده بولهب
Bu kavgalardan, bu aykırı hareketlerden Muhammed’de şaşmaktaydı. Ebu leheb de!
زین عجب تا آن عجب فرقیست ژرف ** تا چه خواهد کرد سلطان شگرف
Fakat bu şaşmakla o şaşmak arasında pek büyük fark var.
ای دقوقی تیزتر ران هین خموش ** چند گویی چند چون قحطست گوش2045
Dekukî, tez tez yürü sükût et. Ne vakte kadar söylenip duracaksın, ne vakte kadar? Duyup anlayan kulak kıt!
یک درخت شدن آن هفت درخت
O yedi ağacın bir ağaç olması
گفت راندم پیشتر من نیکبخت ** باز شد آن هفت جمله یک درخت
Dekukî dedi ki: Bahtım yaver oldu, ileriye doğru yürüdüm, bir de baktım ki o yedi ağaç bir ağaç olmuş.
هفت میشد فرد میشد هر دمی ** من چه سان میگشتم ازحیرت همی
Her an bir ağaç, yedi ağaç olmakta, yedi ağaç bir ağaç haline gelmekteydi. Hayretten ne hale geldim, bilir misin? Dondum, kaldım!