English    Türkçe    فارسی   

3
2076-2085

  • ساعت از بی‌ساعتی آگاه نیست ** زانکش آن سو جز تحیر راه نیست
  • Zaman zamansızlığı bilmez. Zamansızlık âlemine varmak için hayretten başka yol yoktur.
  • هر نفر را بر طویله خاص او ** بسته‌اند اندر جهان جست و جو
  • Bu arayıp tarama âleminde herkesi, zamanın bir hususi tavlasına bağlamışlardır.
  • منتصب بر هر طویله رایضی ** جز بدستوری نیاید رافضی
  • Her tavlaya bir memur dikilmiş… Oranın ehli olmayan, memurdan izinsiz oraya giremez.
  • از هوس گر از طویله بسکلد ** در طویله دیگران سر در کند
  • Bir tavlada bağlı olan, hevese düşüp de bağlarını çözdü, başkalarının tavlasına gitti mi,
  • در زمان آخرجیان چست خوش ** گوشه‌ی افسار او گیرند و کش 2080
  • Hemen ahır memurları onu aramaya koyulur, bulup yularını tutar, çeke çeke yerine getirir!
  • حافظان را گر نبینی ای عیار ** اختیارت را ببین بی اختیار
  • Seni koruyanları görmüyorsan kendine bak! İhtiyarın elinde mi senin?
  • اختیاری می‌کنی و دست و پا ** بر گشادستت چرا حسبی چرا
  • Zahiren ihtiyarın elinde… Elin, ayağın bağlı değil… Peki, ya neden hapistesin, neden,
  • روی در انکار حافظ برده‌ای ** نام تهدیدات نفسش کرده‌ای
  • Seni koruyan memuru inkâr etmeye yüz tuttun da dilediğin şeylerden seni alıkoyan nefsin tehditleri adını taktın ha!
  • پیش رفتن دقوقی رحمة الله علیه به امامت
  • Dekukî’nin imam olarak öne geçmesi
  • این سخن پایان ندارد تیز دو ** هین نماز آمد دقوقی پیش رو
  • Dekukî’ye “Bu sözün sonu yoktur. Namaz vakti, hemencecik öne geç.
  • ای یگانه هین دوگانه بر گزار ** تا مزین گردد از تو روزگار 2085
  • Ey tek kişi, bize iki rekât sabah namazı kıldır da zaman seninle bezensin.