-
گوهر دیده کجا فرسودهای ** پنج حس را در کجا پالودهای
- Gözünün nurunu nerelerde tükettin, beş duygunu nerelerde yıprattın?
-
چشم و هوش و گوش و گوهرهای عرش ** خرج کردی چه خریدی تو ز فرش
- Gözünü, kulağını, aklını, arşa ait bütün cevherlerini harcadın… ferş âleminden bunlara karşılık ne satın aldın?
-
دست و پا دادمت چون بیل و کلند ** من ببخشیدم ز خود آن کی شدند
- Sana kazma ve bel gibi el ve ayak verdim. Onları sana bizzat ben bağışlamıştım, ne yaptın onları?” der.
-
همچنین پیغامهای دردگین ** صد هزاران آید از حضرت چنین
- Hak’tan buna benzer seni dertlere uğratan yüz binlerce haberler gelir.
-
در قیام این کفتها دارد رجوع ** وز خجالت شد دوتا او در رکوع 2155
- Kıyamdayken kula gelen bu haberlerden kul utanır, iki büklüm olur, rükûa varır.
-
قوت استادن از خجلت نماند ** در رکوع از شرم تسبیحی بخواند
- Utanmadan ayakta durmaya kudreti kalmaz, rükûda Allah’ı tespih eder.
-
باز فرمان میرسد بردار سر ** از رکوع و پاسخ حق بر شمر
- Allah’tan “Başını kaldır, rükûdan kıyama dön de Allah’ın sorgularına birer birer cevap ver” fermanı gelir.
-
سر بر آرد از رکوع آن شرمسار ** باز اندر رو فتد آن خامکار
- O utanan kul, rükûdan başını kaldırır. Fakat olgun bir iş yapamamış olduğundan bu sefer yüzüstü düşer.
-
باز فرمان آیدش بردار سر ** از سجود و وا ده از کرده خبر
- Yine emir gelir: “ Başını kaldır, secdeden kalk da yaptıklarından haber ver!”
-
سر بر آرد او دگر ره شرمسار ** اندر افتد باز در رو همچو مار 2160
- Tekrar utana utana başını kaldırır ama yine yılan gibi yüzüstü düşüverir!