-
از همه اومید ببریده تمام ** دوستان و خال و عم بابا و مام
- Dostlardan, dayıdan, amcadan, babadan, anadan, herkesten ümitlerini kesmişlerdi.
-
زاهد و فاسق شد آن دم متقی ** همچو در هنگام جان کندن شقی
- Kötü kişinin can verirken Allah’tan korkması gibi zahit de Allah’tan korkuyordu, fâsik da!
-
نه ز چپشان چاره بود و نه ز راست ** حیلهها چون مرد هنگام دعاست
- Ne sollarından bir ümit vardı, ne sağlarından. Hileler öldü, bitti mi dua zamanı gelir!
-
در دعا ایشان و در زاری و آه ** بر فلک زیشان شده دود سیاه 2190
- Onlar da ağlayıp inleyerek duaya koyulmuşlardı, gemiden gökyüzüne kadar bir duman yükselmişti.
-
دیو آن دم از عداوت بین بین ** بانگ زد کای سگپرستان علتین
- Şeytan ise o sırada düşmanlığından her birinin karşısına dikilip “ A köpeğe tapanlar, işte size iki illet!
-
مرگ و جسک ای اهل انکار و نفاق ** عاقبت خواهد بدن این اتفاق
- A münkir, münafıklar, hem korkun, hem geberin. Nihayet bu olacaktı zaten.
-
چشمتان تر باشد از بعد خلاص ** که شوید از بهر شهوت دیو خاص
- Kurtulunca yine gözleriniz kurur, yine şehvet için yaratılmış birer şeytan kesilirsiniz.
-
یادتان ناید که روزی در خطر ** دستتان بگرفت یزدان از قدر
- Allah’ın sizi kazadan kurtarmak üzere elinizden tuttuğu, sizi tehlikeden kurtardığı gün, hatırınıza bile gelmez” diye bağırmaktaydı.
-
این همیآمد ندا از دیو لیک ** این سخن را نشنود جز گوش نیک 2195
- Şeytan böyle söylüyordu ama can kulağı ile duyanlardan başkası bu sözü duymuyordu ki!
-
راست فرمودست با ما مصطفی ** قطب و شاهنشاه و دریای صفا
- Mustafa, o kutup, o padişahlar padişahı, o temizlik denizi bize ne doğru buyurmuştur: