-
دیو آن دم از عداوت بین بین ** بانگ زد کای سگپرستان علتین
- Şeytan ise o sırada düşmanlığından her birinin karşısına dikilip “ A köpeğe tapanlar, işte size iki illet!
-
مرگ و جسک ای اهل انکار و نفاق ** عاقبت خواهد بدن این اتفاق
- A münkir, münafıklar, hem korkun, hem geberin. Nihayet bu olacaktı zaten.
-
چشمتان تر باشد از بعد خلاص ** که شوید از بهر شهوت دیو خاص
- Kurtulunca yine gözleriniz kurur, yine şehvet için yaratılmış birer şeytan kesilirsiniz.
-
یادتان ناید که روزی در خطر ** دستتان بگرفت یزدان از قدر
- Allah’ın sizi kazadan kurtarmak üzere elinizden tuttuğu, sizi tehlikeden kurtardığı gün, hatırınıza bile gelmez” diye bağırmaktaydı.
-
این همیآمد ندا از دیو لیک ** این سخن را نشنود جز گوش نیک 2195
- Şeytan böyle söylüyordu ama can kulağı ile duyanlardan başkası bu sözü duymuyordu ki!
-
راست فرمودست با ما مصطفی ** قطب و شاهنشاه و دریای صفا
- Mustafa, o kutup, o padişahlar padişahı, o temizlik denizi bize ne doğru buyurmuştur:
-
کانچ جاهل دید خواهد عاقبت ** عاقلان بینند ز اول مرتبت
- “Cahilin sonunda göreceği şeyi akıllılar önce görür.”
-
کارها ز آغاز اگر غیبست و سر ** عاقل اول دید و آخر آن مصر
- İşlerin sonu ilk zamanlarda gizlidir ama akıllı, akıbeti önce görür; günaha dalıp ısrar edense meydana çıkınca!
-
اولش پوشیده باشد و آخر آن ** عاقل و جاهل ببیند در عیان
- Her şeyin sonu, önden belli olmaz, gizlidir. Fakat meydana çıkınca akıllı da görür, cahil de!
-
گر نبینی واقعهی غیب ای عنود ** حزم را سیلاب کی اندر ربود 2200
- Mademki ayıbı görmüyorsun, bari ihtiyatı elden bırakma, sele verme behey inatçı!