-
راست فرمودست با ما مصطفی ** قطب و شاهنشاه و دریای صفا
- Mustafa, o kutup, o padişahlar padişahı, o temizlik denizi bize ne doğru buyurmuştur:
-
کانچ جاهل دید خواهد عاقبت ** عاقلان بینند ز اول مرتبت
- “Cahilin sonunda göreceği şeyi akıllılar önce görür.”
-
کارها ز آغاز اگر غیبست و سر ** عاقل اول دید و آخر آن مصر
- İşlerin sonu ilk zamanlarda gizlidir ama akıllı, akıbeti önce görür; günaha dalıp ısrar edense meydana çıkınca!
-
اولش پوشیده باشد و آخر آن ** عاقل و جاهل ببیند در عیان
- Her şeyin sonu, önden belli olmaz, gizlidir. Fakat meydana çıkınca akıllı da görür, cahil de!
-
گر نبینی واقعهی غیب ای عنود ** حزم را سیلاب کی اندر ربود 2200
- Mademki ayıbı görmüyorsun, bari ihtiyatı elden bırakma, sele verme behey inatçı!
-
حزم چه بود بدگمانی بر جهان ** دم بدم بیند بلای ناگهان
- İhtiyat nedir? Her an ansızın gelebilecek bir belâyı görmek!
-
تصورات مرد حازم
- İhtiyatlı adamın düşünceleri
-
آنچنانک ناگهان شیری رسید ** مرد را بربود و در بیشه کشید
- Hani ansızın bir aslan çıkagelir de adamı kapıp ormanlığa götürür ya…
-
او چه اندیشد در آن بردن ببین ** تو همان اندیش ای استاد دین
- O adam, aslan tarafından götürülürken ne düşünürse sen de ey din üstadı, onu düşün!
-
میکشد شیر قضا در بیشهها ** جان ما مشغول کار و پیشهها
- Kaza ve kader aslanı, bir işle güçle meşgulken bizim canımızı alır, ormanlara götürüverir.
-
آنچنانک از فقر میترسند خلق ** زیر آب شور رفته تا به حلق 2205
- Bu da şuna benzer: Halk, yoksulluktan korkar, ama boğazlarına kadar acı suya batarlar.