English    Türkçe    فارسی   

3
2228-2237

  • عشقها با دم خود بازند کین ** می‌رهاند جان ما را در کمین
  • Canımızı pusudan bu kurtardı diye kuyruğu ile oynar, kuyruğunu sever!
  • روبها پا را نگه دار از کلوخ ** پا چو نبود دم چه سود ای چشم‌شوخ
  • A tilki, ayağını taştan koru… A açgözlü sersem, ayak olmasa kuyruk ne yapabilir ki?
  • ما چو روباهان و پای ما کرام ** می‌رهاندمان ز صدگون انتقام 2230
  • Biz de tilkilere benzeriz, bizi yüzlerce çeşit belâlardan kurtaran ayaklarımız, ulularımızdır.
  • حیله‌ی باریک ما چون دم ماست ** عشقها بازیم با دم چپ و راست
  • Derin hilelerimiz, kuyruğumuza benzer de biz onunla sağdan, soldan oynar, onunla oynaşır dururuz!
  • دم بجنبانیم ز استدلال و مکر ** تا که حیران ماند از ما زید و بکر
  • İstidlâle yapışır, hileye koyulur, falan adam, feşman adam bize şaşsın kalsın diye kuyruğumuzu sallarız!
  • طالب حیرانی خلقان شدیم ** دست طمع اندر الوهیت زدیم
  • Halkın hayran olmasını isteriz, hatta tamah elimizi Allahlığa bile uzatırız.
  • تا بافسون مالک دلها شویم ** این نمی‌بینیم ما کاندر گویم
  • Afsunlarla gönüller alalım deriz ama çukura düştüğümüzü görmeyiz.
  • در گوی و در چهی ای قلتبان ** دست وا دار از سبال دیگران 2235
  • Behey kaltaban, çukura düşmüşsün, kuyudasın sen. Başkalarını bırak, kendine bak!
  • چون به بستانی رسی زیبا و خوش ** بعد از آن دامان خلقان گیر و کش
  • Güzel hoş bir bahçeye var da ondan sonra halkın eteğini tut, çek!
  • ای مقیم حبس چار و پنج و شش ** نغز جایی دیگران را هم بکش
  • Ey dört unsurlu beş duyguya, altı cihete hapis olup kalmış adam, ne güzel yerin var, hadi, başkalarını da çek oraya!