-
مرد و زن بر ناله من واقفاند ** کودکان این ماجرا را واصفاند
- Erkek kadın… Herkes feryadımı bilir, hatta çocuklar bile bunu söyler, anlatırlar.
-
تو بپرس از هر که خواهی این خبر ** تا بگوید بی شکنجه بی ضرر
- Kime istersen sor, derhal söyleyiversin.
-
هم هویدا پرس و هم پنهان ز خلق ** که چه میگفت این گدای ژندهدلق 2385
- Halktan hem gizli sor, hem de aşikâre… Bak, bu eski hırkalı yoksul neler söylüyor, nasıl dua ediyordu, anla,
-
بعد این جمله دعا و این فغان ** گاوی اندر خانه دیدم ناگهان
- Bu dualardan, bu feryatlardan sonra bir de baktım ki evime bir öküz girivermiş.
-
چشم من تاریک شد نه بهر لوت ** شادی آن که قبول آمد قنوت
- Gözüm karardı. Ama lokma için değil, duam kabul edildi diye sevindim hani.
-
کشتم آن را تا دهم در شکر آن ** که دعای من شنود آن غیبدان
- O ayıpları bilen Allah duamı kabul etti, buna şükrane olsun diye öküzü kestim”
-
حکم کردن داود علیه السلام برکشندهی گاو
- Davud Aleyhisselâm’ın, öküzü kesenin haksız olduğuna hükmetmesi
-
گفت داود این سخنها را بشو ** حجت شرعی درین دعوی بگو
- Davut, “Bu sözlerden el yıka, dâvana şer’i delil getir.
-
تو روا داری که من بی حجتی ** بنهم اندر شهر باطل سنتی 2390
- Reva görür müsün delilsiz bir hüküm vereyim de bu şehirde bâtıl bir sünnet koyayım, kötü bir âdet bırakayım,
-
این کی بخشیدت خریدی وارثی ** ریع را چون میستانی حارثی
- Bunu sana kim bağışladı? Satın mı aldın, mirasa mı kondun? Ekine nasıl sahip olabilirsin, sen mi ektin? Ektinse senindir.
-
کسب را همچون زراعت دان عمو ** تا نکاری دخل نبود آن تو
- Kazanmakta ekin ekmeye benzer. Ekmedikçe ona sahip olmaya hakkın yoktur.