-
گفت آری گفت آن شه نیستی ** که فسون غیب را ماویستی
- İsa “Evet, benim” dedi. Adam “gayb afsunlarına me’va olan.
-
چون بخوانی آن فسون بر مردهای ** برجهد چون شیر صید آوردهای
- O afsunu ölüye okuyunca ölüyü, av bulmuş aslan gibi sıçrayıp dirilten padişah sen değil misin!” dedi.
-
گفت آری آن منم گفتا که تو ** نه ز گل مرغان کنی ای خوبرو 2580
- İsa “Benim” dedi. Adam dedi ki: “A güzel yüzlü, topraktan kuşlar yapan sen değil misin?!”
-
گفت آری گفت پس ای روح پاک ** هرچه خواهی میکنی از کیست باک
- İsa. “Evet benim” dedi. Adam “Peki, öyleyse ey tertemiz ruh, dilediğini yaparken kimden korkuyorsun?
-
با چنین برهان که باشد در جهان ** که نباشد مر ترا از بندگان
- Âlemde bu kadar mucizelerin varken senin kullarından olmayan kim?”
-
گفت عیسی که به ذات پاک حق ** مبدع تن خالق جان در سبق
- İsa dedi ki: “Teni eşsiz örneksiz yaratan, canı ezelden halk eden Allah’ın tertemiz zatına ant olsun…
-
حرمت ذات و صفات پاک او ** که بود گردون گریبانچاک او
- Onun pak zatiyle sıfatları hakkı için… Felek bile yenini, yakasını yırtmış, ona âşık olmuştur.
-
کان فسون و اسم اعظم را که من ** بر کر و بر کور خواندم شد حسن 2585
- O afsunu, o İsm-i Âzam’ı köre okudum, gözleri açıldı; sağıra okudum, kulakları duydu.
-
بر که سنگین بخواندم شد شکاف ** خرقه را بدرید بر خود تا بناف
- Taş gibi dağa okudum, yarıldı göbeğine kadar hırkasını yırttı!
-
برتن مرده بخواندم گشت حی ** بر سر لاشی بخواندم گشت شی
- Ölüye okudum dirildi. Hiçbir şey olmayan, vücudu bulunmayan şeye okudum, meydana geldi, bir şey oldu!