English    Türkçe    فارسی   

3
2735-2744

  • مغز خر خوردیم تا ما چون شما ** پشه را داریم همراز هما 2735
  • Kafamızda eşek beyni mi var ki sizin gibi bir sineği hüma kuşuyla bir tutalım?
  • کو هما کو پشه کو گل کو خدا ** ز آفتاب چرخ چه بود ذره را
  • Hüma nerede, sinek nerede? Toprak nerede, Allah nerede? Gökteki güneşle zerrenin ne münasebeti var?
  • این چه نسبت این چه پیوندی بود ** تاکه در عقل و دماغی در رود
  • Bu münasebet, bu alâka, hiç akıllı adamın kabul edeceği şey mi?
  • حکایت خرگوشان کی خرگوشی راپیش پیل فرستادند کی بگو کی من رسول ماه آسمانم پیش تو کی ازین چشمه آب حذر کن چنانک در کتاب کلیله تمام گفته است
  • Tavşanların, “Ben ayın elçisiyim; ay, bu çeşmeden vazgeç diyor” demesi için bir tavşanı elçi olarak file göndermeleri – bu hikâyenin tamamı Kelile kitabında vardır -
  • این بدان ماند که خرگوشی بگفت ** من رسول ماهم و با ماه جفت
  • Bu, bir tavşanın “Ben ayın elçisiyim, onunla eşim” demesine benzer.
  • کز رمه‌ی پیلان بر آن چشمه‌ی زلال ** جمله نخجیران بدند اندر وبال
  • Bütün av hayvanları, fil sürüsünün yüzünden suyu güzel kaynağa gidemez olmuşlardı.
  • جمله محروم و ز خوف از چشمه دور ** حیله‌ای کردند چون کم بود زور 2740
  • Hepsi de korkularından oraya yanaşamıyorlardı. Güçleri, kuvvetleri yoktu, bir düzen düzdüler.
  • از سر که بانگ زد خرگوش زال ** سوی پیلان در شب غره‌ی هلال
  • Bir ihtiyar tavşan, ayın ilk gecesi dağın tepesine çıkıp bağırdı:
  • که بیا رابع عشر ای شاه‌پیل ** تا درون چشمه یابی این دلیل
  • Ey fil padişahı, ayın on dördüncü gecesi gel de kaynağa bak, sözümün doğruluğunu gör!
  • شاه‌پیلا من رسولم پیش بیست ** بر رسولان بند و زجر و خشم نیست
  • Ben elçiyim, elçiye zeval yok… Ona ne kızılır, sövülür, ne hapse atılır.
  • ماه می‌گوید که ای پیلان روید ** چشمه آن ماست زین یکسو شوید
  • Ay diyor ki: “Filler, buradan gidin, kaynak bizimdir, dağılın buradan!