وصف هر جانی تناسب باشدش ** بی گمان با جان که حق بتراشدش
Ruha münasip olan her vasfı, şüphe yok ki tam yerli yerinde, tam uygun olarak halk eden Allah’tır.
چون صفت با جان قرین کردست او ** پس مناسب دانش همچون چشم و رو2775
Allah, mademki huyu, cana uygun ve eş olarak yarattı, o halde onu gözle kaş gibi yerinde ve birbirine münasip bil!
شد مناسب وصفها در خوب و زشت ** شد مناسب حرفها که حق نبشت
Güzeldeki huylar da uygun ve yerinde, çirkindeki huylar da. Allah’ın yazdığı harfler birbirine tam münasip!
دیده و دل هست بین اصبعین ** چون قلم در دست کاتب ای حسین
Ey Hasancık, yazı yazanın elindeki kalem gibi gözle gönül de Allah’ın iki parmağı arasında!
اصبع لطفست و قهر و در میان ** کلک دل با قبض و بسطی زین بنان
Gönül kalemi, lütuf ve kahır parmakları arasında gâh sıkıntıya düşer, gâh feraha çıkar.
ای قلم بنگر گر اجلالیستی ** که میان اصبعین کیستی
Ey kalem, ululuğa lâyıksan kimin parmakları arasındasın, bak da gör!
جمله قصد و جنبشت زین اصبعست ** فرق تو بر چار راه مجمعست2780
Senin bütün kastin, bütün hareketin bu parmaklardan meydana geliyor. Başın, dört yol ağzında; kahrın, lütfun, doğru yolla sapıklığın birleştiği yeridir.
این حروف حالهات از نسخ اوست ** عزم و فسخت هم ز عزم و فسخ اوست
Bu halden hale giriş harflerin, onun yazıp bozmasından meydana gelmekte… bir işe niyetin, yahut bir şeyden vazgeçmen de onun iradesiyle, onun takdiriyle!
جز نیاز و جز تضرع راه نیست ** زین تقلب هر قلم آگاه نیست
Niyazdan, yalvarıp yakarmadan başka yol yok… bu değişmeyi, bu halden hale girmeyi her kalem bilmez.
این قلم داند ولی بر قدر خود ** قدر خود پیدا کند در نیک و بد
Bilsen bile kendi miktarınca, kendi haddince bilir… iyi de kendi kadrini izhar eder, kötüde de!