-
همنشینا هین در آ اندر چمن ** گوید ای جان من نیارم آمدن
- Arkadaş, gafil olma, bu çimenliğe gel!” der. Fakat öbürü “Canım efendim… Gelemiyorum ki!” diye cevap verir.
-
حکایت امیر و غلامش کی نماز باره بود وانس عظیم داشت در نماز و مناجات با حق
- Bir beyle namaza düşkün olan ve namazdan, Allah’a niyaz etmeden zevk alan kölesi
-
میرشد محتاج گرمابه سحر ** بانگ زد سنقر هلا بردار سر 3055
- Bir bey, hamama gitme lüzumunu duydu… Seher çağı, kölesine “Sungu, uyan başını kaldır.
-
طاس و مندیل و گل از التون بگیر ** تابه گرمابه رویم ای ناگزیر
- Hamam tasını, peştamalı, havluyu, kili, Altın’dan al da hamama gidelim, haydi” diye seslendi.
-
سنقر آن دم طاس و مندیلی نکو ** برگرفت و رفت با او دو بدو
- Sungur, hamam tasıyla iyi bir peştamal ve havlu aldı. Beraberce yola düştüler.
-
مسجدی بر ره بد و بانگ صلا ** آمد اندر گوش سنقر در ملا
- Yolda bir mescit vardı. Ezanda okunmaktaydı. Sungur ezan sesini duydu.
-
بود سنقر سخت مولع در نماز ** گفت ای میر من ای بندهنواز
- Namaza pek düşkündü. Dedi ki: “Ey kuluna iltifatlarda, ihsanlarda bulunan beyim,
-
تو برین دکان زمانی صبرکن ** تا گزارم فرض و خوانم لم یکن 3060
- Sen şu dükkânda birazcık otur da ben namazı kılıvereyim.”
-
چون امام و قوم بیرون آمدند ** ازنماز و وردها فارغ شدند
- Bey, dükkânda oturdu. İmamla cemaat namazı kılıp camiden çıktılar.
-
سنقر آنجا ماند تا نزدیک چاشت ** میر سنقر را زمانی چشم داشت
- Sungur kuşluk çağına kadar içerde kaldı. Bey, bir müddet bekledi.
-
گفت ای سنقر چرا نایی برون ** گفت مینگذاردم این ذو فنون
- “Sungur, neye dışarı çıkmıyorsun?” diye seslendi. Sungur, içerden “Efendim, koyuvermiyorlar.